Bölüm şarkısı : no1 - kalmadım
°Etrafımda dönüp duran iki sınırlı göze bakmamaya çalışırken çok utanıyordum. Kesin her şeyi farketti ler ya offf. Ama bir dakika bu iyi bir şey olmaz mı?
Deniz sakinleşmemi ister gibi elini bacağımda gezdirirken aslında ters tepmesini sağlayarak beni daha da heyecanlandırdığının farkında değildi. Resmen elinin değdiği yerler yanıyordu. Çıldırıyorum..
Aslının bardağını kafasına shot gibi birden dikip masaya vurmasıyla minik minik sohbetler de durdu. "Gitsek mi artık?" diye sorarken denize evet demesini istiyordum. Yoksa bu suçluluk duygusu altında ezilerek her an ölebilirim.
Gözlerini duygusal durumumu ölçmek ister gibi gözlerimde gezinirken o yosun yeşili denizlerine dalmak istedim. Ve o an aklıma onun hakkında ben bu gözlerdeki sırrı ortaya çıkaracağım dediğim geldi. Aslında sır mır yokmuş baksana sadece bana öyle güzel baktıkları için ağırlık hissediyormuşum.
"Nasıl istersen?! Zaten herkes çakır keyif oldu. " gözlerimi masadakilere çevirirken yaseminin elinden bardağı almaya çalışan nurağı görmemle kahkahayı basmam bir oldu. "Kızım dur dur..." Burak da benle birlikte gülüp sandalyesine kendini atarken Denizin delici bakışlarına maruz kaldım. Gülmeme mi kızmıştı? Yoksa tatlılardan önce, yemek sırasında yaptığımız şeyden mi böyle sabahtan beri kaskatı oturuyordu?
Hiç konuşmadı bile. Bana bakmak hariç!
"Birader kalkalım artık herkes daha da kendinden geçmeden şu plan meselesini konuşalım." gülerken aslıyla göz göze gelince anında bakışlarımı kaçırarak somurttum. "O değil de yarın kadınlar ihtiyaçları olan şeyleri bulamazlarsa ne olacak?" herkesin gözü bana kaydığında sorduğum soruya pişman oldum. Ama böyle de bir risk vardı değil mi? Sonuçta burası Türkiye değilki sora sora bulalım.
"Merak etme bulacağız." Deniz uzun zamandır ilk defa konuştuğunda üzerimden kalkan gözlerle derin bir nefes aldım. "Nereden bulacağız?" gözleri çok yavaş ve yumuşak bir şekilde bana dönerken "Bana güvenmiyor musun?"Birazcık kulağına doğru yaklaşıp "Yo yo gayet güveniyorum." gülerken göz ucuyla bana baktı ve kımıldamadı. "Eski tecrübelerin sayesinde sana bayağı güveniyorum." gözleri bıkkın bir şekilde bana kayarken nefesimi ensesinden verip uzaklaştım.
"E hadi öyleyse gidelim ne duruyoruz?" Herkes yavaşça ayağa kalkarken üşüyerek üzerine şal isteyen kızlar üzerlerindeki şalları sandalyelere bırakarak uzaklaştı. "Maskeler ne olacak?" Hasan arkasını dönerek "Onları ben yarın halledeceğim. Bu arada silah kullanmasını bilmeyen var mı aranızda." Hasan bunu kadınlara söylediğinde "Hasancım buradaki kadınlar dizilerdekinin haricinde silah görmediler."
Ecem bana dönerek "Sen kullandın sanki.." güldüm ve tam bende dahilim diyecekken deniz bana sokulup kollarını bana dolayarak. "Kullandı." ne? Ben silah falan kullanmadım lan. "Hatta benim altımda kullandı." Herkes yüz ifadelerini gizlemek ister gibi gözlerini kaçırdığında demek istediğini anladım. "Deniz ne demeye çalışıyorsun?"
Hızlıca hesabı ödeyip bana bir dakika işareti yaptı. Biz kapıya doğru yürürken içimden opera yapan insanların capsleri gibi çığlık atarak camları kırmak istedim. Öndeki arabanın ön koltuğuna binip camı açarak gözlerimi kapattım. Hasan yasemin Burak selin ve Merve diğer arabaya binerken kalanlar da bizim arabaya bindi.
Deniz ustaca arabayı park yerinden çıkarıp kullanmaya başlarken"Yavrum bir kere yatağın üzerinde görmüştün de benim silahı, ben yanlış şeyler söylediğim için sana, sinirlenip bana ateş etmiştin?" dediklerini düşününce gözümde o an canlandı ve elimde parlayan silahın görüntüsü hafızamın su yüzeyine çıktı. "Nasıl yani vurdu mu seni? Vay vay vay çıtırım sen neler yaptın." akına göz devirdigimde deniz de aynadan ona baktı . "Ona bir daha çıtırım dersen senin ağzını yüzünü sikerim ibne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...