Bölüm şarkısı : Alessia Cara - Scars to your beautiful
°
Sonunda mutfağı ve her yerinde bebek battaniyesi, kızların ağızlarını silmek için minik müslin bezler olan oturma odasını topladım. Gerçekten şuan daha iyi anlıyorum evde bebeği olan insanları. Ne kadar toplasam bile iki dakikada tekrar dağılıyordu.
Hamileyken ne kadar zor şartlar arasında da olsam yaptığım şeye şuan tapmak istiyordum.
Bebekleri klasik müziğe alıştırmak.
Mutfağı toplayıp odaya geldiğimde uymaları için Büşra Kayıkçı'nın son saatler bestesini açmış kucağımda sallayarak uyumalarını sağladıktan sonra da ana kucaklarına koymuştum. Ne büyük icattı şu ana kucağı!
Kapıdan tek tıkırtı geldiğinde halimden memnun bir şekilde ayağa kalktım. Bu gerizekalı akıl edemeyip zile basar diye önceden aramışım iyi ki.
Parmak uçlarımda gidip kapıyı açtığımda Aslı en cicik hallerinden biriyle tam karşımdaydı. Cicik dediğime bakmayın üzerinde sweat altında eşofman saçları tepede temizlik topuzuydu. E tabi meşguldü hanımefendi...
"Günaydın gossip kraliçe-" hay sesin kesilsin. "Şşşh, yavaş ol ikisini de yeni uyuttum." kocaman olan gözleri omuzlarımın üzerinden içeriye kaydığında geri çekilip geçmesi için yer açtım. "E ben bebek severim diyordum amaa.."
Oturma odasında halının üzerine oturup Afra'yla Asena'yı rahatlar mı diye kontrol ettim. "İki saat sonra emziricem o zaman seversin." Aslı da ellerini yıkayıp yanımıza geldiğinde kontrole oturdu. "Kızım geçsene söyle karşıma niye yerdesin." gözlerimi devirerek "Ya bebekler için.. Mızmızlanırsa, kusar da boğazına kaçarsa?" dedim.
Sonunda kalbimi parçalara bölüp ortaya koydum ve mutfağa bir çay demleyeyim diye gittim. "Ay Mercan sakın o pimpirikli annelerden oldum deme."
Dediği yüzünden arkamı dönüp pis pis baktım. "Anne olunca anlarsın diyeceğim de yakında anlayacaksın herhalde bir dokuz ay sonra falan.."
Çay makinesinin alt tarafına kaynatmalık su koydum ve tuşuna basıp yanına döndüm. Kaşlarını çatarak etrafa bakıyor, demek istediğimi anlamıyordu. Bu sessizlik yüzünden ne demek istediğimi düşündüğünü anlamıştım.
Sessiz bir şekilde kahkaha attım ve yanına oturdum. "Ben aradığımda..." deli gibi göz kırparak dilimi dışarı çıkarmıştım. "Hakanla ne yapıyordun? Dur ben tahmin edeyim.. Randevudaydınız. Ama...." gülümseyerek bana baktığında tekrar göz kırptım. "Afra, Asena annecim kulakları tıkayalım.." bakışlarımı onlardan çekip Aslı'ya bakarak "Çırılçıplak bir randevu?"
Gülerek Aslı omzuma bir yumruk atacakken istemeden refleksimle elini havada yakaladım. Hayır ciddi bir şey de değildi ama refleks oluşmuştu resmen.
Gülmeye devam ederken bir yandan da içimden şaşırmıştım, demekki dün anlattığı o refleks olayı doğruydu.
"Eee Deniz neden işe gitti." diye sorup ayağa kalktı ve çantasını bıraktığı yere gidip aldı. "Neden işe gitti diye bir soru mu olur Aslı? İş işte.." cattle dan kaynama sesi gelince demlemek için mutfağa gittim. "Aşkım, bak daha iki gün oldu bebeğiniz doğalı ne işi var adamın işte? Kendi işi değil mi? Bir hafta gitmese batar mı? Bence sen bir şey yapsan iyi olabilir. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...