Bölüm albümü ¦
uh huh her - i see red
The weekend - Ordinary life
Maribou state - Tongue
Sia - Bird set freeMerak etmeyinnnn. Atlamanız gereken en ufak bir yer yok. Yüzeysel olarak çok ucundan bir şeyler yazdım ve bilerek okumak istemeyenler olur diye oralara girmedim.
°Deniz gözlerimin içinde kaybolurken hüngür hüngür ağlamak istedim. Daha ne çok günlerimiz olacaktı onla halbuki hiçbir şey yaşayamamıştık. Evliliğimizin daha ilk haftası dolmamıştı. Daha hiç birlikte olmamış, yalnız akşam yemeğine çıkmamış, evimizde karı koca olarak kalamamıştık. En ufak bir insanın gözüne saçma gözüken ama normal olan kavga bile etmemiştik. Çoraplarını kirliye at, gelirken şunu bunu al, geç kalma... Bu bir yandan iyiydi ama bunlar da güzel şeyler değil miydi? Belki bir bebeğimiz olurdu.
Meğer ne çok bebek düşünüyormuşum, istiyormuşum illa ölümle cebelleşince fark etmem gerekiyormuş. Gençtim, sağlıklıyım hala anne olabilirim. Erken bile olsa neden olmasın ki..
Daha yapmadığımız o kadar çok şey vardı ki..
Ona hemen öylece teslim olamazdım. Olmamalıyım.
Denize bakarak gözlerimi pörtlettim. Anlaması için dua ediyordum.
Elimi göğsüme doğru hafifçe kafama silah dayamış adamın hissetmeyeceği şekilde kaldırarak titreyen parmaklarımı 3 2 1 diye saymaya başladım.
Bana bakarken kaşları çatılıyordu. 1 diye gösterdiğim anda bir heyecanla kafamı aşağıya eğip tekrar yukarı hızla ittirerek adamın çenesine vurdum. Birkaç tane birilerini etkisiz hale getirme tüyosu bilmem ilk defa bu şekilde işime yaratmıştı. Dirseğimi karnına geçirirken deniz de atılıp adamın silah tutan kolunu yukarıya kaydırdı ve ben geri çekilerek ikisine baktım.
Deniz çok güçlüydü ama adamın elinde silah vardı.
Adam denizden kurtulup tam silahı tekrar ona doğrulup ateşleyecekken ayağımdaki stilettolari umursamadan ne yaptığımı bilmeyerek koşarak adamın üstüne atladım.
Nasıl yaptım ben bile farkında değilken omuzlarına oturdum ve boynunu koluma hapsederek geriye cekistirmeye çalıştım. Deniz de güldü. "İşte benim kadınım diye demiyorum ama.. Benim kadınım." Deniz adamın elindeki silahı alıp ona dogrulturken "Bebeğim in üstünden.." ona bakarken korkudan kaskatı kesilmiştim. Bir an durup hemen indim. "Kapa gözlerini." gözlerimi kaçırarak yutkundum.
Şuan içimde karşı konulamaz bir korku nefreti tek eliyle tutarak uçurumdan aşağıya sarkıtıyordu. Korku şuan 1/0 öndeydi ama korku iyi bir şey değildi. İçimdeki nefreti kurcalayarak kendine getirdim. Korkuyu elinden çekerek uçurumdan düşürürken nefret bütün gücünü kullanarak bacağını attı ve ayağa kalktı.
Nefret kazanmıştı.
"Deniz silahı bana ver." Deniz anlık bir şokla bana baktığında yanlış anladığını anladım. "Bunu ben yapmak istiyorum." gözleri açılırken "Hayır. Sen bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun." gözlerimi devirerek ona yaklaştım. "Bu adam seni öldürecekti, seni benden sonsuza kadar koparacaktı öldürsem bile içim soğumaz." tereddüt içinde bana bakarken "Mercan rüyalarına bile girebilir kapat gözünü sen yapmayacaksın." silahın önüne geçtim ve elimi elinin üzerine koyarak şaşkınlığından faydalanıp aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...