Batuhan mı? Batu mu dönmüştü? Yıllar sonra Türkiye'de miydi? Şaşkınlıkla hemen dış kapıya doğru yöneldim. Kapıdan dışarı çıktığımda abim arabasıyla garajdan çıkıyordu. Bahçenin dışına yani yola doğru koşar adımlarla ilerledim. Abim arabasını durdurup camını açtı.
- Noluyor?
- Yok bir şey. (Derken etrafa bakınıyordum.) Sana iyi işler demek istedim sadece.
- Görüşürüz ufaklık. (Deyip yoluna devam etti. Abimin arabası gözden kaybolunca yan komşumuzun bahçesine doğru ilerledim. Ağaçların arasından bahçede olup biteni görmeye çalışırken biri omzuma elini koydu. Korkuyla sıçradım.
- Asel.
Batu'ydu bu. En son iki yıl önce görmüştüm onu. Değişmemişti, hala yakışıklıydı. Açık kumral rengi saçları ve bronz teniyle karşımda heykel gibi duruyordu.
- A Batu. Sen nerden çıktın? (Ona bakındığımı anlamamalıydı.)
- Döndüm. Asıl sen napıyorsun burada? ( dedi gülmemek için kendini zor tutarak. Resmen rezil olmuştum. Hemen bir yalan düşünmeliydim.)
- Şey.. Geçen gün yürüyüş yaparken küpemi düşürdüm. Geçtiğim yollara bakınıyordum. (Yarım gülümseyerek kafasını salladı. İnanmadığı çok belliydi.)
- Umarım bulursun. (Kısa bir sessizlikten sonra içten bir gülümseme ile gözlerime baktı.) Seni görmek güzel.
- Genelde öyle söylerler. (Deyip el sallayıp arkamı dönüp evime doğru ilerledim. Evimin bahçe kapısına geldiğimde Batu'ya doğru baktım, hala bana bakıyordu.) Seni etkilemek hep böyle kolaydı. (Gülerek içeri girdim.)
Eve girip direk odama çıktım. Odamın camından sokak rahatça gözüküyordu. Perdenin arasından Batu'nun arabasını garajdan çıkarıp gözden kaybolmasını izledim. Batu, abimden bir yaş küçük yani benden üç yaş büyüktü. Ben 10 yaşındayken taşınmışlardı yanımıza. Batu'nun annesi Serap Teyze ile annem çok kısa sürede yakın arkadaş olmuşlardı. Annem öldüğünde en çok yanımda olan kişiler abim ve Serap teyzeydi. O kadından nefret ediyordum.
Batu'da annemin öldüğü yıl Amerika'da üniversite okumaya gitmişti. İki yıl öncesine kadar her yaz Türkiye'ye dönüp bir ay burada kalıyordu. Mezun olduktan hemen sonra iyi bir iş bulmuş ve iyice yerleşmişti. Arada Whatsapp'tan haberleşmemize rağmen asla nerede çalıştığını bilmiyordum.
Batu ile 10 yaşımdan beri garip bir arkadaşlığımız vardı. Ona hiçbir zaman aşık olmadım ya da o bana olmadı ama hep bir çekim vardı aramızda. Abimin yakın arkadaşı olduğu için başlarda bana hep abilik taslardı ama yaşımız ilerledikçe aramızdaki çekime karşı koyamamıştı ve yakınlaşmıştık. O günden sonra iletişimimiz hep flört ile arkadaşlık arasında sürüklenirdi ve bunu etrafımızdaki herkes fark ederdi. Birkaç kere magazine haber olmuş, dedikodularımız bile çıkmıştı ama her defasında yalanlayıp arkadaşlığımıza devam ettik. Çünkü hiçbir zaman aramızdaki durumun adını koymak istemezdik.
Ben aşka inanan biri değilim. Babamın bize, anneme yaşattıklarını görerek büyüyen bir kız çocuğu, ne kadar aşka inanabilir ki zaten. Batu'ya hissettiğim şeyin de aşk olmadığına eminim. Çünkü söylenenlere göre aşkı gördüğünde anlarmışsın. Kalbim hiç o kadar hızlı kimse için atmadı. Bundan sonra da atacağını sanmam. Ama Batu geldiği için memnundum, iki gün eğlencenin kimseye zararı olmaz.
Selin'i aramak için telefonu elime aldım. Üç kere çaldıktan sonra Selin telefonu açtı.
- Alo, napıyorsun?
- Efendim aşkım, iyiyim ya evde yatıyorum sen napıyorsun?
- Ben de evdeyim de senden bir şey isteyecektim. (Sesim haddinden keyifli çıkmıştı.)
- Aa sen ne kadar keyiflisin bugün. Çok şaşkınım. Neler oluyor, söyle hemen.
- Şimdi Selo, akşama parti veriyoruz. Yaza merhaba partisi.
- Neden bu akşam? Hazırlansaydık, iki gün sonra yapsaydık.
- Hayır. Ben bugün yapmak istiyorum.
- Noluyor Asi? Bilmediğim bir şey yok değil mi? (Sesimdeki heyecanın nedenini bilemiyordum. Selin de bunu tabi ki fark etmişti. Ne de olsa sözde en yakın arkadaşım.)
- Yok ya bir şey. Sadece parti yapmak istiyorum.
- Haftaya doğum günün var zaten, o zaman parti yapacağız.
- Ya olmaz. Hadi sen organizasyonu yapmaya başla, öptüm.
- Tamam baş belası tamam. Öpüyo..(Selin'in lafını bölerek konuşmaya devam ettim.)
- Şey, bir de Batu'yu da partiye gelmeye ikna edersen sevinirim. (Deyip cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım. Selin'in beni akşam sorguya çekeceği kesindi. Ama akşama kadar yapılacak çok iş vardı.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.