Duvarda çeltikler duruyordu ama poster yoktu. Posteri odanın içerisinde aramaya başladım. Hiçbir yerde bulamamıştım. Derken odamın kapısının kolu hareket etti, kilitli olduğunu sandığım odanın kapısı sonuna kadar açıldı ve içeriye sarı saçlı bir kız girdi. Göz göze geldik. Bendim. Kafayı sıyırılıyordum. Kıza bakakaldım. O beni görmemiş gibi hareket ederek kitaplığın yanına ilerledi.
- Bu çok saçma. (Diyebildim. Kız duymamış gibi çekmeceden bir bıçak çıkarıp çeltiğin yanına gitti.) Hey. (dedim ama beni duymuyordu. Yanına yaklaştım. Çeltik atmakla uğraşıyordu. O sırada kapı açıldı. Hızla arkama dönüp kapıya baktım. Gelen Sinan'dı.) Sinan. (dedim derin nefes aldım. Fakat kız, ayağa fırlayıp Sinan'a doğru hızla yürüdü, az daha içimden geçecekti. Beni gerçekten görmüyordu. Sinan'ı dudağından öptü. Olanları şaşkınlık içinde izliyordum.)
- Vakti geldi. (dedi Sinan, kıza. Olanları izliyordum sadece.)
- Biliyorum. Çantamı alıp geliyorum. (dedi ve Sinan'ın yanından uzaklaşıp çantasına uzandı. Sinan, çeltiklere baktı.)
- Onları sakla. (diye kaşıyla işaret etti.)
- A doğru. (Gizlemek için bir şey aradı, bulamadı. O sırada elimi istemsizce cebime attığımda katlı bir şekilde bir kağıt parçasının olduğunu buldum. Kağıdı cebimden çıkartıp baktığımda bu posterdi. Kız hala odada bir şeyler arıyordu. Beni görmediklerinden emindim ama belki posteri görürler diye düşünüp kitaplığın üzerine posteri bıraktım. Sinan, görmüş olacak ki kitaplığa ilerledi.)
- Şu posteri assana. (dedi poster elindeydi.) Newt mi? Sen biliyor musun?
- Hayır, o nereden çıktı ki? (Posteri, Sinan'ın elinden alıp baktı.) İlk defa duydum. Sen? (Sinan cevap vermeden kafasını çevirdi.)
- Bant var mı? Asalım hadi. Gitmemiz lazım. (Evet deyip çantasından bant çıkardı kız. Posteri duvara asarken Can kapıdan göründü.)
- Hadi (dedi telaşla.)
- Can. (dedim beni görmesini umut ederek yüzüne bakıyordum. Ama o da görmedi.)
Sinan ve kız kapıdan hızlıca çıktılar. Sinan dönüp odaya tekrar bir bakış attıktan sonra anlam vermeye çalışır gibi bana baktı. Beni görmüş müydü? Nasıl yani? Sinan'a doğru yürüdüm hızlıca.
- Görüyorsun değil mi? (dememe kalmadan kapıyı suratıma çekti ve uzaklaştı.
Arkamı dönüp baktığımda tam Sinan'ın baktığı açıda posterin durduğunu fark ettim. Bu posterle Sinan'ın bir ilgisi mi vardı ki? Odada tek başıma kalınca çeltiklere bakmak için posterin bandını dikkatlice kaldırıp çeltikleri saydım. Bunları ben mi yapmıştım? Betondaki çeltiklerin üzerinde elimi dolaştırdıktan sonra dışarıda birileri olduğunu duydum. Hızlıca posteri geri taktım, fakat yapışkanı azaldığı için tutmayınca yatağı ittirip kitaplığı çeltiği ve posteri kapatacak şekilde yerleştirdim. Camdan çaktırmadan dışarı baktığımda ileriden bir şeylerin yaklaştığını görebiliyordum. Gitmem gerektiğini düşündüm, bir yandan kimsenin beni görmediğinin farkındaydım ama inanmak istemiyordum bu duruma. Kapıya doğru koşar adımlarla ilerleyip kapının kolunu tuttuğumdan bir şey beni itti ve ben odanın içine doğru savrulup baygın düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.