BÖLÜM 28

180 13 0
                                    


- Sen onu öldürmeseydin o beni öldürecekti. Hatta daha kötüsü ben de virüslü olacaktım belki de. Hayatta kalmak için yapman gerekeni yaptın.

- Haklısın sanırım... (Sinan'a çaresiz gözlerle bakmıştım. O da derin derin gözlerimin içine bakmıştı. Bir süre kilitlenmiş gibi birbirimize baktıktan sonra virüslünün elinin kıpırdaması ile irkilmiştik. Virüslüye baktık ikimiz de. Uyanıyor gibiydi. Sinan hızlı bir hamle ile kafasına saplanan bıçağı çekince gözlerini açtı. Sinan ile göz göze gelince Sinan'ın bacağından yakaladı. Dengesini kaybedip yere düşünce virüslü hızlıca doğrulup Sinan'ın üzerine geldi. Ben ise donmuş bir şekilde olanları izliyordum. Can ise benim aksime hareketlenmiş, beni harekete geçirmeye çalışıyordu. Ama bu sefer etkisinden çıkamıyordum.)

- Anlaşıldı iş başa düştü. (Bıçağını çıkardı, Sinan'ın boğuştuğu virüslüye tam saplayacaktı ki durdu.) Bu sefer işimizi şansa bırakmayacağım. (Kutunun içindeki pembe yapışkanlı paketi aldı, eli ayağına karıştığı için açamadı.)

- Çabuk Can, çabuk! (diye bağırdı Sinan can havliyle. O an uyanmıştım ve anlık adrenalin ile virüslünün kafasına bir tekme geçirdim. Sarsılıp yere düşen virüslü, kanlı dişleri ile baktı. Sinan elinden kurtulup uzaklaşmayı başarmıştı. Kanlı dişlerini göstererek üzerime tam atlayacaktı ki Can pembe yapışkanlı bıçağı koluna sapladı.)

Kolundaki bıçağa baktıktan sonra inleyerek yere düştü. Acı çektiği her halinden belliydi. Yerde kıvranarak ve bağırarak öldü.

- Bu sefer gerçekten öldü değil mi? (dedi Sinan.)

- Öncekiler gibi sessiz değildi en azından. (dedi Can. Benim aksime çok soğukkanlıydı.)

Yaşadıklarımızın etkisinden bir ben çıkamamıştım sanırım. Hayatımın bu denli değişmiş olması beni fazlasıyla etkilemiş aslında ama farkında değilmişim. Bu son yaşadığımız şeyler fazla gelmiş olacak ki duvar dibine çöküp içim çıkana kadar ağlamaya başladım. Sinir krizi geçiriyordum. Etrafı dağıtmak, bağırıp çağırmak istiyordum. Ama sadece ağlıyordum. Hüngür hüngür ağlıyordum. Sinan ve Can ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Belki de bu durumum onlara saçma bile geliyor olabilirdi ama ben alışık değildim, benim yediğim önümde yemediğim arkamdaydı. Her istediğim anında oluyordu, şimdi yaşadıklarım fazla gelmişti. Bir anda alışmamı kimse bekleyemezdi. Çok sinirliydim olanlara, insanlara, hayatıma. Neden buradayım ben? Ne zorum vardı?

- Asel, neyin var? Sakin ol. (Can'ın koluma dokunması ile çıldırmıştım. Sakinleşmemi söyleyemezdi, o kimdi?)

Kolunu ittirip ayağa fırladım. Sinan ile Can'ı yararak merdivene doğru gittim. Dışarı çıkmam lazımdı, nefesim kesiliyordu. Boğuluyordum. Merdivenden hızlıca çıkmaya başladım.

- Ne yapıyorsun? (dedi Sinan peşimden geldi.)

- Rahat bırakın beni! (diye bağırdım ve merdivenlerden çıkıp kapağı ittirdim. Sinan durup arkamdan izledi.)

DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin