Ortak alana ulaştığımda hazırlıklar vardı. Bazıları yemek hazırlıyor, bazıları ateşin başına sandalyeler yerleştiriyor, bazıları gitar deniyor, bazıları ise ağaç yapraklarıyla süsler asıyorlardı. Bir eğlenceye hazırlanıyor gibilerdi. Can'ı süs asanların arasında görünce yanına doğru ilerledim.
- Selam.
- A, Asel. (Süs asmak için çıktığı sandalyenin üzerinden indi.) Naber?
- İyiyim ben de neler oluyor burada?
- Doğum günün için minik çaplı bir parti.
- Benim mi? Nasıl? Bugün ayın kaçı? (Bana mıydı bu hazırlık? İnanamıyordum. Bu insanlar benim için mi çalışıyorlardı? Uzun zamandır hissetmediğim duygular sarmıştı vücudumu. Şaşkındım.)
- 12 Haziran ve evet senin doğum günün.
- Nereden öğrendiniz peki? Çok şaşkınım şuan.
- Büyük bir hayranın var. (diyerek bize gülerek bakan Kemal'i işaret etti.)
- A... evet söylemişti. (Kemal'e el salladı.) Onun fikri miydi bu?
- Evet ama Aslı organize etti.
- Tamam, ben bir teşekkür edeyim.
Kemal'den ziyade Aslı'ya şaşırmıştım, belki de düşündüğüm gibi tehlikeli biri değildi. Gerçekten iyiydi. Aslı'yı yemek alanının orada insanlara yardım ederken gördüm. Yanına doğru ilerledim.
- Bunu sen ayarlamışsın.
- Kim söyledi?
- Can. Teşekkür etmek istedim.
- Rica ederim. Burada herkesin doğum günlerini kutlamaya özen gösteriyoruz. Gerçi ilk defa seninkini kutlayacağız ama. (gülümseyerek omzuma dokundu.)
- Teşekkür ederim tekrardan. Yardım edebileceğim bir şey var mı?
- Hayır tabi ki, git keyfine bak.
Annem öldüğünden beri ilk defa birilerinin bana gerçekten değer verebileceğini görmüştüm ama yaşadığım şeylerden dolayı inanamıyordum. Bunun sonunda yara alacağımı düşündüğüm için mesafe koymam gerektiğinin farkındaydım. Duvarlarımı yıkamazdım. Yıkmayacaktım kimseye karşı. Ama belki de Aslı'ya güvenebilirdim.
Karanlık olmuştu, yemek dağıtımları başlamıştı. Bu sefer ben de sıraya girdim. Fakat doğum günümden dolayı bana öncelik tanıyıp etimi verdiler. Bir banka geçip etimi yemeye başladım. Elinde etiyle birlikte yanıma Ezgi oturdu.
- Zeynep'in sana olan bakışlarının farkında mısın? (Ezgi deyince fark etmiştim, gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Ona bakıp gözlerimi devirdim.) Sinan'ı kaybetmekten korkuyor.
- Farkındayım. Dün de tehdit etti zaten. Çok da umurumda değil açıkçası.
- Sinan'ın umurunda ama sanki. (Yarım ağız gülüyordu.)
- O ne demek?
- O da sana bakıyor demek. (Kaşlarıyla Sinan'ın olduğu tarafı gösterdi. Sinan'a doğru baktığımda hemen kafasını çevirdi.)
- Bugün saçma bir şey yaşadık ondan bakıyordur.
- Sen öyle diyorsan. (dedi gülüyordu.)
Biz etimizi yemeye devam ederken Kemal gitar çalıp şarkı söylemeye başladı. Sesi gayet güzeldi ve hareketleriyle eğlendirmeyi başarıyordu. Yetenekliydi gerçekten. Can ve Ali ellerinde bardaklarla yanımıza geldiler. Hem kendilerine hem bize içki almışlardı. Ali elindeki bardağı bana uzattı.
- Bu ne?
- Bira.
- Birayı nereden buldunuz?
- Eğlenmemiz için birkaç bir şey bırakmışlar.
- Kim bunlar?
- Bizi buraya getirenler. Hadi al şunu. Bu gece senin gecen. (Gülerek elinden bardağı aldım. Evet bu gece benim gecemdi ve eğlenecektim. Son günlerde yaşadıklarımı unutup keyfime bakacaktım. Sarhoş olacaktım.)
Dördümüz gülerek sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Bir iki bardak derken on bardağa yakın bira içmiş, sarhoş olmaya başlamıştım. Can zorla beni dansa kaldırdı. Ezgi, Can, Ali ve ben, sahneye ilerleyip dans etmeye başlamıştık. Sinan, Zeynep'in yanında olsa da bana kaçamak bakışlar atıyordu, farkındaydım. Ezgi de farkındaydı, bana bakıp gülüyordu. Ezgi'nin bu durumu fark etmesi ve benimle alay edercesine gülmesinden rahatsız olmuştum. Bir anda dans etmeyi bırakıp sahneden uzaklaştım. Herkes o kadar sarhoştu ki kimse uzaklaştığımı fark etmemişti. Ahşap evlerin arasına doğru, evime doğru gittiğimi düşünerek ilerledim. Bir anda biri kolumdan tutup kendine doğru çekti. Başım dönüyordu, o yüzden dengemi sağlayamayıp sendeleyince kollarımdan tutup düşmemi engelledi ve tabi ki de bu kişi Sinan'dı. Kafamı kaldırınca yüzlerimizin arasında çok az bir mesafe kalmıştı. Kollarımı kollarından kurtarıp boynuna sardım.
- Sen beni mi takip ediyorsun?
- Evet, yani hayır. (Yakınlığımızdan tedirgin olmuştu ki yutkunup başka yere bakmaya başladı.) Yine kaçıyorsun sandım.
- Hı.. Yani takip ediyordun. (Kollarımı boynundan indirdi.)
- Asel, çok sarhoşsun. Seni ayıltalım.
- Hayır, ayılmak istemiyorum. Beni rahat bırak. (kolumdan tutup beni ortak alana doğru sürüklemeye başladı.)
- Tamam, bırak. Ben iyiyim, gidebilirim. (Kolumu bıraktı, yan yana yürümeye başladık.) Ben odama gideceğim. Nereden gidebilirim?
- Ben götüreyim seni. (Götürmesine izin vermeyecektim ki müziğin kesilip Aslı'nın sahneye çıkıp konuşmasını duydum. Sinan'la birlikte dinlemek için sahneye yaklaştık.)
- İyi geceler canım arkadaşlarım. Bu gece buradaki eğlencemizin amacını herkes iyi biliyordur. Asel'in doğum günü. İyi ki doğdun Asel. ( Herkes bana bakıp alkışlamaya başladı.) Ama asıl amacı benden başka kimse bilmiyor tabi. (Alkışlar kesildi, herkes Aslı'ya odaklandı. Aslı arkasında sakladığı elini havaya kaldırdı, elinde benim haritam vardı.) Bu gördüğünüz harita Asel'e ait ve belki de kurtuluş haritamız. (Sinan sahneye doğru yürüdü.)
- Aslı napıyorsun? (dedi Sinan sahnenin altından. Ben ne yaptığını anlayamayarak sadece izliyordum.)
- Dur Sinan sıra sende zaten. Canımız Sinan arkadaşımız, Asel ve Ezgi bu gece kaçmayı planlıyorlar bu harita ile. Bizi burada bırakarak.
- Aslı ne diyorsun sen? Ne yaptığını bilmiyorsun. (Sinan sahneye çıkıp Aslı'nın yanına gitmişti. Etraftan uğultular yükselmiş, insanlar bana Ezgi'ye ve Sinan'a sinirle bakıyorlardı. Sinan, Aslı'nın elinden mikrofonu aldı.)
- Herkes beni dinleyebilir mi? (Bağırış sesleri yükseliyordu ki Can sahneye çıkıp araya girdi.)
- Sessiz olun! Şuan tartışmanın alemi yok, izin verin açıklasınlar. (Can'ın bu sözleri üzerine sessizlik sağlanmıştı.)
- Evet, biz bu gece gideceğiz. Ama kaçmak yok. Size söylemedik çünkü keşfedecektik sadece. Daha sonra hep beraber gidecektik.
- Bence siz de gidemeyecektiniz. Çünkü Asel, haritayı saklamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.