Sinan Çağlar, Batuhan'ın kardeşi. Batuhan'ın babasının gizli sevgilisinden olan çocuğu. Doğruymuş demek ki. Kıvırcık siyah saçlı bir kadın söyledi bana bunu. Karanlık bir odadaydık. Ben kayıpken mi oldu bu olay? Ama ben uçurumdan aşağıya atmıştım kendimi ve nehirde sürüklenmiş olmalıyım ki kıyıya vurmuş olarak uyanmıştım. O arada nasıl olabilirdi ki? O an neden intihar etiğimi de hatırlamadığımı da fark ettim. Sanki son iki hafta silinmişti beynimden. Kıvırcık siyah saçlı kadın...
- Asel? (Sinan'ın sesi ile düşüncelerimden kopmuştum. Hızlı adımlarla yürümeye devam ediyordum.)
- Yalnız kalmak istiyorum.
- Nereden biliyorsun? Ya da nasıl anladın?
- Yalnız kalmak istiyorum dedim. (adımlarımı hızlandırmıştım. O da hızlanıp kolumu yakalayıp beni kendine doğru çevirdi.)
- Cevap verir misin? (Ona bu kadar yakın olmak dikkatimi dağıtmıştı. Kafamı kaldırıp yüzüne bakmamaya çalışıyordum.)
- Sinan, bırakır mısın beni? (Kafamı kaldırmıyordum.)
- Sadece cevap istiyorum.
- Nerden bildiğimin ne önemi var? (Bu sefer kafamı kaldırıp gözlerine baktım.) Sır mıydı?
- Hayır, sadece öğrenilmesini istemiyordum.
- Neden? (Sorumun cevabını beklemeden kollarından kurtulup uzaklaştım.) Bu da sırdır eminim. Yalnız kalmak istiyorum Sinan Çağlar. (Yutkundu. Kafasını öne eğdi.)
- Tamam. ( Arkamı dönüp ilerledim. Arkamdan baktığının farkındaydım.)
Odama vardığımda içeride Aslı'nın olduğunu gördüm. Selam vermeden odama girdim. Kapıyı kilitledikten sonra yatağıma oturdum. Aslı olduğunu tahmin ettiğim biri kapıma vurdu.
- Asel iyi misin?
- Evet Aslı, yalnız kalmak istiyorum.
Cevap vermeden uzaklaştı,ayak seslerinden anlayabiliyordum. Yaşadığım küçük odayı baştan aşağıya süzmeyebaşladım. Madem buradaydım artık, burayı kendime biraz uyarlamalıyım diyedüşünerek ayağa fırladım. Kafayı dağıtmanın yolunu arıyordum. Öncelikleyatağımın yerini değiştirdim. Masayı camın önüne ittirdim. Sanki çokkullanıyormuş gibi odadaki her şeyin yerini değiştirmeye başladım. Kitaplığıittirmek çok zor oldu, ter içinde kalmama rağmen onun da yerini değiştirmeyibaşardım. Kitaplığın arkasında duvara asılı bir poster vardı. Bir müzikgrubuydu bu. Grubun adı Newt'di. İlk defa duymuştum. Üç erkek, bir kadındanoluşan grubun solisti çok tanıdık gibiydi ama çıkaramıyordum. Bu odada bendenönce biri kalmış olmalıydı. Posteri yerinden söküp incelemeye karar verdim.Belki bir şey bulurum umuduyla posteri duvardan dikkatlice söktüm. Posterçeltikleri saklıyordu. Aylarca atılmış çeltikler. Elimle betonun üzerindegezindim. Bıçak yardımı ile atılmış neredeyse bir yıllık çeltiklerdi bunlar.Biri burada bir yıl kalmıştı. Hapishane gibi çeltik tutmuştu. Neredeydik biz?Bunu birine göstermem gerekiyor diye düşünüp kapıya hızla yürüdüm. Kapınınkolunu tuttuğumda elektrik çarpması gibi elimden beynime doğru bir akımhissettim ve başıma giren bir ağrıyla yere oturdum. Ellerimle başımı tutarakgözlerimi kapattım ve başımın içindeki akım gözlerimin önündeydi sanki. Mavibir akım bütün vücudumu sarıyordu. Acıyla sızlanarak yerde yuvarlanmayabaşladım. Elimden başlayan akım beynim, kollarım, yüzümün her noktasından,organlarımdan, ayak uçlarıma kadar kanımla birlikte ilerlemişti ve ben bunugörmüştüm. Acı içerisinde görmüştüm ve ayakuçlarıma geldiğinde bir anda acı sonbulmuştu. Sonunda gözlerimi açabildim, kaskatı olmuş vücudumu yavaşça açmayaçalışırken odamın yeniden düzenlendiğini ve elimdeki posterin kaybolduğunu farkedince vücudum bir anda açıldı ve ayağa fırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Ficção CientíficaBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.