- Hazırım, gelebilirsin. (Kapı açılınca yanına gittim.) Ben gidiyorum.
- Asel bir yere gitmiyorsun. Bir şey konuşacağız. (dedi kolumu tutup içeri çekti.)
- Yavaş ol. Ne yaptığını sanıyorsun sen? (Cevap vermeden sadece yüzüme baktı. Elini cebine atıp bir şey çıkarıp bana uzattı. Kıyıda bulduğum kırmızı taştı bu.)
- Bunun ne işi var sende? (taşı elinden aldım.)
- Sen bunu nereden buldun?
- Ne ki bu? (Dediğim anda bir anda anılar geçti gözümün önünden. Anlam veremediğim bir sürü anıların arasından taşı gördüm. Esmer kadının başına taktığı kaskın arkasında takılıydı. Böyle bir anıyı yaşadığımı bile hatırlamıyordum.) Ben ne olduğunu anladım. (deyip kapıdan hızlıca çıktım. Batuhan da arkamdan geliyordu.)
- Nereye?
Cevap vermeden hızlı adımlarla evden çıktım. Yağmur hızlı devam ediyordu ama aldırmıyordum. Can'ın evine geldim. Kapıya sertçe vurdum, duyup hemen açsınlar istiyordum.
- Neden buraya geldin? (dedi Batuhan hareketlerime anlam vermeye çalışıyordu. Sadece bir bakış atıp kapıya tekrar vurdum. Kapıyı Ali açtı.
- Noluyor? (cümlesini tamamlamasına müsade etmeden içeri daldım. Batuhan da peşimden girdi. Can odasının kapısında meraklı gözlerle bize bakıyordu.)
- Can kask nerede?
- Kask? (Biraz düşününce hatırladı.) Hı... Deney'in kaskı. Ne yapacaksınız onunla? ( Yatağının altından kaskı aldı.) Çalışmıyor ama. (Bana uzattı.)
Kaskı alıp arkasını çevirdiğimde arkasında düşündüğüm gibi bir boş bölge vardı. Fakat taşın boyutundan büyük bir boşluktu. Taş ona uygun muydu emin değildim ama deneyecektim. Taşı boş bölgeye koydum. Önce içerisinde çok küçük kaldı ama sonrasında oluşan enerji ile boş bölgenin orta kısmına yerleşip kırmızı taşın rengini kıpkırmızı yaptı. Kask elimde hepimiz hayret içerisinde kaskı inceliyorduk ki Can kaskı elimden alıp başına geçirdi.
- Oha! (dedi heyecan içerisindeydi.)
- Noluyor?
- Kask çalışmaya başladı. (dedi Batuhan.) Ben de bunu söylemek istemiştim taşla alakalı. (dedi bana bakıyordu.)
- E...evet. Şu an size bakınca hakkınızdaki bütün bilgileri görebiliyorum. Adınız, yaşınız, kan grubunuz. (Can çok heyecanlıydı.)
- Peki başka ne işe yarıyor bu şey? (dedim Batuhan'a sorduğum belliydi ama yüzüne bakmadım.)
- Bilmiyorum. (dedi gizlemeye çalıştığı aşikardı.) Acıkmadık mı? Yemek yemeye gidelim, sonra bakarız.
- Evet, doğru. Ben de acıktım. (dedi Can kaskı kafasından çıkardı.)
- Gerçekten mi? (dedim ikisine de bakarak gözümü devirdim.)
- Evet Asel hadi.(dedi Can.)
- Siz gidin. Ben deneyeceğim.
- Ne olduğunu, nasıl kullanacağını bilmiyorsun. Ya başına bir şey gelirse? Akşam birlikte çözeriz. (Batuhan gözlerimin içine bakıyordu, uzatmamı istemiyordu ama ben peşini bırakıp yemek yiyemezdim.)
- Siz gidin. Ben aç değilim zaten.
- Asel yeter. Bırak şımarıklığı artık. Tek sen merak etmiyorsun. Tek sen buradan kurtulmak istemiyorsun. Yeter. (deyip odadan çıkıp uzaklaştı.)
- Neden buraya geldin o zaman? (diye arkasından bağırdım ama cevap vermeden gözden kayboldu.)
- Asel hadi gidelim. (dedi Can. Kafamı sallayarak onayladım. Batuhan'ın bir şey gizlediği belliydi ve ben bunu öğrenecektim. Şimdilik susmak en doğrusuydu.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Bilim KurguBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.