Gözlerimi açtığımda yatağımdaydım, odamdaydım. Yorganı üzerimden hızlıca atıp ayağa fırladım. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Evimdeydi. Kazanmış mıydım? Odamdaki eşyalarıma baktım, her şey yerli yerinde duruyordu. Tuvalete girdim, yüzüme yıkayıp aynadaki suratıma bakıp gülümsedim. Bu bir oyundu ve ben kazanmıştım. Yüzümde oluşan gülümsemeyle hızlıca giyinme odama baktım. Bütün kıyafetlerim güzelce ütülenmiş, asılmıştı. Aralarından sevdiğim bir eteğim ile bluzumu giyip süslenmeye karar verdim. Çok özlemiştim her şeyi. Saçlarımı yapmak için banyodaki çekmecemden düzleştiriciyi çıkarıp saçlarımı düzleştirdim, makyajımı da yaptıktan sonra hazırdım. Balkonuma çıkıp etrafa bakındım. Koşarak abimin yanına gitmek istiyordum. Temiz havayı içime çektikten sonra telefonum aklıma geldi. Hayattan bir haberdim. Aşağıya inmeden önce odamda telefonuma bakındım ve kitaplığımın üzerinde olduğunu fark ettim. Hızlıca telefonumu alıp kurcalamak istedim, fakat şarjı bitmişti. Hemen şarj aletimi bulmak için yatağımın yanındaki prize baktım. Çünkü prizden asla çıkarmazdım. Tabi ki oradaydı. Telefonumu şarja bıraktıktan sonra aşağıya koşar adımlarla indim. Ama evden ses gelmiyordu. Zemin kata indiğimde kimse yoktu.
- Alice? (diye seslendim. Fakat cevap gelmiyordu. Bahçeye doğru ilerlediğimde dışarıda kahvaltı hazırlanmış, babam, Serap teyze ve Batuhan masada oturuyorlardı. Ne alaka?) Baba?
- A günaydın kızım. (dedi yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.) Gel, otur diyeceğim ama sen bizimle yemezsin. (Üçü de bana bakıyordu. Batuhan yanındaki sandalyeyi çekip gözüyle gel işareti yaptı.)
- Ne oluyor burada? Alice nerede? (dedim babama şaşkınlıkla bakıyordum.)
- Aselcim, işini iyi yapmıyor diye çıkardık ya. (dedi Serap.)
- Bu kadının burada ne işi var? (dedim ve babam ayağa kalktı, sinirlenmişti.)
- Asel, bu konuları aştığımızı sanıyordum. Artık kabullenmek zorundasın. Yeter şımarıklığın.
Neyden bahsediyordu bu? Benimle ne konuşmuştu? Ben daha yeni geldim. Bu kadının babamla ne işi vardı? Neyi aşmalıydım? Kafam allak bullak olmuştu ama çok sinirliydim.
- Bülent amca nerede? (dedim meydan okurcasına.)
- Asel, amacın ne sabah sabah? (Batuhan'ın suratı değişmişti.)
- Normal bir soru soruyorum. (dedim Batuhan'a kaçamak bakış atmıştım. Babam yanıma yaklaştı. Elini omzuma koydu.)
- Kızım iyi misin sen?
- Siz iyi misiniz asıl? Bu kadın yüzünden annem öldü benim. Burada ne yapıyor ya? (dedim babamın elini ittirdim.)
- Asel, yeter! Annen hastaydı.
- Serap da en yakın arkadaşıydı ama. (dedim ikimiz de birbirimize öfkeyle bakıyorduk.)
- Asel, git buradan! (dedi eliyle dışarıyı işaret ediyordu.)
- Öyle mi? Pekala. (deyip hızlıca odama çıktım.)
Sinirimden gözlerimden yaşlar akıyordu. Daha yeni gelmiştim ve yaşadıklarıma bak. Bu adamın amacı neydi? Beni de mi öldürmek istiyordu? O Serap'ın bizim evimizde masamızda ne işi vardı? Benim haricimde herkes bunu kabullenmiş görünüyordu. Abim neredeydi? Giyinme odama girip bavulumu çıkartıp kıyafetlerimi içerisine doldurmaya başladım. Burada bir dakika daha duramam. Odama Batuhan girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.