Odamın kapısına koşar adımlarla ulaşıp Alice'e seslendim. Parti için kanepe, tatlı vb. yiyecekler hazırlamasını söyleyip dolabıma doğru yöneldim. Dolabımın içinden giyinme odama geçiş yaptım, akşam için hangi elbisemi giyeceğime karar veremeyince bütün elbiselerimi askılarından çıkarıp tek tek denemeye başladım. Bir tanesi bile içime sinmemişti. Ne giyeceğim diye kafayı yerken aklıma annemin bana aldığı son hediye olan petrol yeşili elbisem geldi. Çok sevdiğim ama asla giyemediğim elbisemi bulmak üzere annemin eşyalarının olduğu odaya gittim. Bu odaya girmek bana hep acı verirdi. Her yerde annemin eşyaları, annemin kokusu vardı. Dolaba yöneldim. Dolabı açar açmaz karşıma çıktı elbisem. Askısından çıkarıp elime aldım. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamayarak elbiseyi alıp odama geçtim. Elbiseyi denediğim günden beri kilo vermiştim ama yine de üzerime tam olmuştu. Aynada elbisenin içindeki kendime baktım, gözlerimden akan yaşlar arasında gülümsedim. 'Teşekkür ederim anneciğim.'
Elbise seçimi sırasında zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Odamın camından dışarı baktığımda bir organizasyon firması evimizin önüne gelmiş, eşyaları kamyondan indiriyorlardı. Koşar adımlarla odamdan fırlayıp aşağıya indim. Arka bahçeye geçip organizatörlere kokteyl masalarının yerlerini belirlemede yardımcı olmaya başladım. Havuzun etrafına yerleştirilen kokteyl masalarının etrafı da süslendikten sonra her şey hazırdı. Alice, parti için kanepeler ve tatlılar hazırlamıştı. Organizasyon firmasının getirdiği garsonların yanına giderek neyi nasıl yapmaları gerektiği yönünde bilgilendirmeler yaptıktan sonra hazırlanmak için odama geçtim. Saçımı yapmak için kuaförüm Yasemin abla çoktan gelmişti, odamda makyaj masamı hazırlamış, beni bekliyordu. Hemen makyaj masamın önündeki pufa oturdum. Saçımı ıslak görünümlü saç modellerinden yapıp arkaya doğru yatırdı. Makyajımı da yaptıktan sonra Yasemin abla hazırlanıp çıktı. Ben de elbisemi giymek üzere giyinme odama geçtim. Elbisemin altına siyah renk stilettolarımı giydikten sonra hazırdım. O sırada odama birinin girdiğini duydum.
- Asi nerdesin? (Selin'in sesiydi bu. Giyinme odamdan çıkıp odama geçtim. Selin, siyah saten uzun bir elbise giymişti. Siyah saçlarını toplatmıştı, çok güzel görünüyordu. O da beni baştan aşağıya süzdü. ) O.. aşkım çok güzel olmuşsun.
- Sen de öyle. (yarım ağız gülümseyerek.) Her şey tamam mı?
- Kuzenimi soruyorsan, mission accomplished. (Selin'in yüzündeki bu gülümsemeyi biliyordum.)
- Onu sormamıştım aslında ama teşekkür ederim. (dedim ve gülmeye başladım.)
- Sizin bu ilişkiniz ne olacak ya?
- Hiçbir şey olmayacak bunu sen de biliyorsun. Batu'nun bendeki yerini biliyorsun.
- Biliyorum ama bence siz evleneceksiniz eninde sonunda. (Küpelerime takarken Selin'e bir bakış attım.)
- Öyle bir şey olmayacağını biliyorsun. Ben ne Batuyla ne başkasıyla evlenmeyeceğim.
- Sen bu çocuğa cidden aşık değil misin ya? Asla inanmıyorum.
- İnansan iyi edersin, çünkü aşık olsaydım bunu anlardım.
- Pekala Asel hanım, nasıl diyorsanız. (Kolyemi de taktıktan sonra aşağıya inmek için odadan çıktık. Aşağıya indiğimizde havuz kenarında babam ile abimi gördüm. Yanlarına doğru ilerlerken, babam beni gördü ve abime bir şeyler deyip uzaklaştı.)
- Asel noluyor burada? ( dedi abim sorgulayacı ve gergin bir tavırla.)
- Parti veriyorum abiciğim.
- Keşke haber verseydin. Babam çok sinirlendi.
- Sence umrumda mı? ( Göz devirdim. Bu sırada abim beni süzüp gülümsedi.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.