Beni takip etmişti, bu kızda bir terslik olduğunu biliyordum. Bu organizasyonu da onun için yapmıştı. Orospu. Herkes bana bakıyordu. Ali kolumdan tutup beni oradan götürdü. Arkamdan söylenenleri duyabiliyordum. Ali ile odama geldiğimde iyice ayılmıştım. Kimseye güvenmemem gerektiğini tekrar anlamıştım. Yatağıma oturdum ve ağrıyan başıma ellerimi koydum.
- Beni neden buraya getirdin?
- Sence? O kadar insanın seni linç etmesine izin mi verseydim?
- Sağol ama harita benim değil mi istediğimi yapabilirim.
- İnsanlarda ilk defa kurtulma umudu var ve sen onları bundan mahrum ediyorsun. (Ali'ye baktım, ama cevap vermeden kafamı tekrar eğip başımı tuttum.) Gerçekten kaçacak mıydınız?
- Hayır, ben gitmek bile istemiyordum ki. Haritayı bu yüzden sakladım, ama o Aslı'nın takip edebileceğini düşünemedim.
- Asel, o haritada ne varsa önemli demek ki. Sinan kolay kolay o ormana tekrardan gitmezdi.
- Kurttan dolayı mı öldü biri?
- Sen nerden bili... (Odadan içeriye Sinan, Ezgi, Can ve Zeynep girdi.)
- Ben anlatmıştım. (Ezgi, Ali'nin lafını böldü.)
- Evet, kurttan dolayı biri öldü ve o günden beri ormana gitmemeye çalışıyorduk ta ki sizin onu nasıl atlattığınızı Ezgi anlatana kadar. (Sinan öfkeli gözlerle bana bakıyordu. İç çektim.)
- Özür dilememi beklemeyin. Ben geri dönmek istemiyorum.
- Dönmezse dönmesin. Harita bizde değil mi? (tabi ki de Zeynep, benim onlarla gitmememden mutlu olacaktı. Bu kıza aşırı sinir olmaya başlamıştım.)
- Harita onun, o bize verirse gidebiliriz. (Sinan haritayı bana uzattı. Haritayı ondan alırken Aslı aralarından sıyrılarak lafa atladı.)
- O, pusulamı alırken kimseye sormamıştı ama ona ihtiyacımız yok.
- Aslı, pusulanı aldığım için özür dilerim. Fakat geri koydum.
- Biz de kullanıp geri koyarız o zaman. (Zeynep lafa atladı.)
- Yeter, bir herkes dışarı çıkabilir mi? Ben Asel'le konuşmak istiyorum. (Ezgi bağırınca Sinan da onaylayarak diğerlerini dışarı çıkardı.)
- Sinan sen de kal. (dedim ona da hesap vermem gerektiğinin farkındaydım. Sinan tam kapıdan çıkacaktı, benim lafımla geri döndü. Kapıyı kapattı. Masaya yaslanarak dikildi.)
- Biliyorum, hepimizi zor durumda bıraktım ama yaşadıklarımı bilmiyorsunuz. Ben oraya dönmek istemiyorum.
- Dün gece neden kaçtın o zaman? (Sinan gözlerimin içine bakıyordu.)
- Çünkü dün gece hatırlamıyordu. Bugün hatırlıyor. (Ezgi lafa atladı. Ezgi'nin bana kızgın olması gerekirken en sakin oydu.) Ben anlayabiliyorum seni. Emin ol buradaki birçok kişi bir şeylerden kaçtığı için buraya geldi.
- Ben neden burada olduğunuzu bilmiyorsunuz sanıyordum. (Aslı bana yalan söylemişti. Şaşırmadık. Sinan yaslandığı masadan doğrulup kollarını bağladı.)
- Hepimizin belli nedenleri var, o yüzden anlayabiliyoruz. Ama burada daha ne kadar yaşayabiliriz bilmiyoruz. Kaynak yeterli değil. Eninde sonunda bitecek. O yüzden buradan gitmemiz gerekiyor. Sen gelene kadar birkaç kez ormana keşfe çıktık ama bir sonuç elde edemedik. Hatta sonuncusunda Arda'yı kaybettik. Ondan sonra da hiç gitmedik. Ama sen geldiğin gün bir kapı buldun ve bu umut verdi herkese.
- Ben bulmadım. Haritada işaretliydi.
- Neyse ne, harita sayesinde şansımız var artık. (Ezgi yanıma oturdu.) Asel, lütfen.
- Harita sizin olsun. Ben gelmiyorum. (Ezgi'ye haritayı verdim. Haritayı alıp yanımdan kalktı.)
- Sen bilirsin.
- Biz bir ekip kurup şafak söker sökmez gidelim. (Sinan, Ezgi'ye bakarak söyledi ve kapıyı açtı. Ezgi çıktıktan sonra kafasını çevirip bana baktı, derin bir nefes alıp çıktı.)
Doğru mu yapmıştım, bilmiyordum ama dönmek istemiyordum. Ne Batuhan'ın, ne de babamın yüzünü görmek istemiyordum. Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.
Yatağımda yarı uyanık bir şekilde tamamen siyah giyinmiş adamların abimi götürüşünü izliyordum. Abim yine adamlara 'onu götürmeyin, ben onsuz yaşayamam' diyordu. Tepki vermek istiyordum ama vücudumun hiçbir yerini hareket ettiremiyordum. Gözümden bir yaş aktı ve yarı açık gözlerimle Batuhan'ın yine yanıma yaklaştığını gördüm. Eğildi ve fısıldayarak 'Abin için oradan kurtul!'. Ter içinde uyandım, aynı rüyayı iki kere görmüştüm ve bu sefer Batuhan'ın söylediği her şeyi hatırlıyordum. Mesajdı bu. Artık emindim.
Gün doğmak üzereydi, çantamın içine yedek kıyafetlerimi attım ve odamdan çıktım. Gidecek olan ekibi yakalayabilmeyi umarak ortak alana doğru koştum. Ekip orada toplanmış, yola çıkmak için hazırlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionBir oyunun içine hapsolsaydın kurtulmaya mı çalışırdın yoksa yaşamaya mı? Ama ya hapsolduğunun farkında değilsen? Oyunun içine girmeye hazırlan. Kaçış yok.