6 ☘️

4.3K 427 88
                                    

Artık açıklama yazmicam....

>>>>>>>

Gözlerimi açtığımda bir çift kırmızı göz bana bakıyordu. İrkilip geri çekildim çünkü çok yakındı.

"Uyanmışsın." Dedim kendime geldiğimde.

"Sende." Diye karşılık verdi.

Karşımdaki bir çocuktu. Çocuk dediğin gülerdi. Hoş onun yaşındayken bende gram gülmüyordum ama durumlarımız gayet farklıydı. Böyle bir dünyada böyle bir çocuk gülmeliydi. Yine de bu çocuk sürekli bir şeyler için suçluluk duyuyor ve üzülüyordu. Sürekli zorbalığa maruz kalmıştı. Bir an içimde nereden geldiği belli olmayan bir istek oluştu.

'Bu çocuğu güldürmek istiyorum.' Diye. Bunu düşününceye kendime bile şaşırdım.

"Bugün yanımdan bir saniye ayrılma ve çok dikkatli izle." Dedim Koras'a. Sessizce kafasını salladı.

Herkesin düşündüğü gibi gidip çocukların inine girip onları pataklamayacağım tabi ki. Tek tek hepsine umutsuzluğu tattıracağım. Muhtemelen yalnız başlarına bir işe yaramadıklarından grup halinde geziyorlardı. Dünkü çocuk da Koras'ı kolay hedef olarak gördüğünden yalnız başına bir işe kalkıştı. Fakat Koras ona dersini verince diğerlerini çağırıp güya intikam aldı.

Koras ile aşağı indim. Gözler bize çevrildi.

Kayla'ya baktığımda ter içinde kaldığını fark ettim. Muhtemelen antrenmanını yeni bitirmişti.

"Aç mısın?" diye sordum Koras'a.

Yine sessizce kafasını salladı.

"Önce karnımızı doyuralım." Dedim Kayla'ya.

Dün yerini bildikleri söyleyen çocuğu da yanımıza alıp çıktık. Ekmek alıp ara sokakta bir yere oturduk. Kafamda bir plan vardı. Yine de bazı şeyler eksikti.

"Bunların sayıları ne kadar biliyor musun?" diye sordum çocuğa.

"Yaklaşık otuz kişiler."

"Sizin üç katınız hedef olmanıza çok şaşırmadım."

Önce davranışlarını izlemem lazım. Direk takip edersem dikkat çekeceğim için anlamaları olası. Tercihen yüksek bir yerden izlemem gerekiyor. Kafamı kaldırıp binaların çatılarına baktım. Zaten hepsi en fazla iki katlıydı. Aralarındaki mesafe de en fazla iki metreydi. Atlanmayacak gibi değildi.

"Senin adın ne?" diye sordum çocuğa.

"Frey."

"İki metrelik mesafeden atlayabilir misin? Mesela şu çatı ile şu çatı arası." Dedim elime göstererek.

"Atlayabilirim." Dedi sorarcasına bana bakarak.

"Kayla sen Koras ile burada kal. Ben bir saate dönerim. Biri sizi dövmeye kalkarsa kaçın. Sakın dövüşmeyin. Daha sonra burada tekrar buluşuruz." Dedim. Kafasını salladı.

"Biz de seninle keşfe çıkıyoruz." Dedim Frey'e ayağa kalkarak. En yakın boş bir binanın çatısına çıktım. Daha sonra Frey'in yol göstermesiyle çatılardan atlayarak onların bölgesine geldik.

Beraber takılan birkaç grup gördüm. Görür görmez onlar olduklarını anlamıştım zaten. Bazıları dörtlü bazıları beşli olarak geziyordu. Eğer onları döversek misilleme olarak yarın bizim çocuklardan birini 10 kişi ile döverlerdi. O yüzden dövmeden etkisiz hale getirmemiz gerekiyordu.

Beni fark etmesinler diye çatıya uzanıp izlemeye başladım. Hareketlerini, davranışlarını, sözlerini... Hepsini öğrendim. Böyle büyük bir grubun kafasına göre hareket etmesi zor olacağından büyük ihtimalle bir liderleri vardı. Hepsi ile tek tek ilgilendikten sonra onun peşine düşmek en mantıklısı. Liderleri gidince sapıtan grubun ne yapacağı belli olmaz çünkü. Yeterince izlediğime kanaat getirdiğimde Frey'e dönüyoruz işareti verdim.

Rena (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin