28 ☘️

2.4K 327 46
                                    

Kayla'yı elimle durdurarak sessiz olmasını söyledim. Bir ağacın arkasından kurtları izlemeye başladım.

İkisi de dişiydi. Hayvanların boyutlarının bu dünyada farklı olduğunu anlayabilmiştim. Zira bir kurt en fazla belime kadar gelmeliydi ama bunların boyu benimkini aşıyordu. Okuduğum kitaplarda kurtaların özelliklerine dair bir şey aramaya başladım. Buraya geldiğimden beri okuduğum hayvan kitaplarından sadece birkaç tanesinde kurt çeşitleri vardı. Hiçbiri de beyaz kurt değildi. Biz özellikleri falan mı vardı?

Bir tanesi bizim tarafımıza doğru hırladığında açıkçası ayvayı yediğimizi düşünmüştüm.

"Kimsin?" diye bir ses yankılandı kafamda. Lan, nereden geliyor bu ses?

"Eee, bana mı seslendiniz acaba?" dedim ağacın arkasından çıkıp. Kayla'nın ne yaptığıma dair bir fikri yoktu. Sadece büyü gücü olanlar mı sesi duyabilirdi?

"Bizi rahatsız etmeye cüret mi ediyorsun insan?" dedi ben çıkar çıkmaz. Kurt familyasının kibirlileri? Soylu? Krallık? Aklımda binlerce düşünce ile konuşmaya başladım.

"Öyle şey olabilir mi? Burası eskiden bizim çalışma alanımızdı fakat dağıldığını gördüm. Neler olduğunu anlamak için gelmiştim sadece." Diye açıklama yapmaya başladım. Kelimeleri cımbızla seçiyor her an üstüme atlayacak diye arka tarafımdan soğuk terler atıyordum. Elbette büyü gücümle bir kurttan korkmam imkansızdı. Ama konuşan bir kurttan bahsediyoruz burada. Konuşabilmesi demek koskoca bir dili anlayabilmesi demek. Neler yapacağını bilmiyorum. Üstelik bir hayli de ilgimi çekiyor. Şimdilik suyuna gitmek en iyisi.

"Git insan. Bu seferlik affediyorum." Diyerek beni kovdu. Daha yeni başladık nereye gideceğim?

"Mümkünse yardımcı olmak isterim. Ben ve bu arkadaşım." Dedim Kayla'nın kolundan tutup çekerek.

"İnsanların yardımına ihtiyacımız yok." Diye hırlamaya başladı. Kardeş bir dur iki dakika. Resmen kendimin hayvan versiyonunu bulmuşum, bırakır mıyım hiç?

Daha sonra kulakları hareket etti ve bir şeye dikkat kesildi.

Aniden koşmaya başlayınca diğeri de peşinden gitti. Evet merak ettiğim için bende peşlerine takıldım. Hızlılardı. Bir kurt normalde saatte 50/60 km koşabilirdi. Ama bunlar 100'ün üstüne çıkıyordu. Yıldırım moduna girmezsem takip edemem. Yıldırım moduna girersem Kayla takip edemez.

"Giderken ağaçlara işaret koy. Peşinizden geleceğim." Dedi Kayla aklımı okumuşçasına. Yıldırım moduna girip peşlerine takıldım. Geçtiğimiz yerlerin ağaçlarına su bıçağı ile iz bırakıyordum. Açık bir alana geldiğimizde durup birkaç adım geriledim. Kesinlikle refleks olarak yaptığım bir şeydi.

Kurt sayısı 4'e çıkmıştı. İki kurt bir kuş kafalı ile kavga ediyordu. Kuş kafalı mı? Kuş kafalı. Dikkatle baktığımda yarısı kuş yarısı farklı bir hayvan olan bir yaratık vardı. Griffin? Şaka yapıyorsunuz değil mi? Üstelik dört kanatlı? Eğer bizim dünyamızda olsaydı yırtıcıların kralı olabilecek bir hayvan. Kitaplardan birinde resmini görmüştüm ama nasıl olsa yoktur diye boş vermiştim. Gerçekten varmış. Kurtların boyutu Griffin'in yarısı kadardı. Kesin öleceklerdi. Bir yanım bekle kurtlarla ilgili merakını gider diyor, diğer yanım yardım et diyordu. Dişi kurtlardan biri gerilemeye başladı. Bir ağrısı vardı belli. Sonra yere yığıldı ve ulumaya başladı. Neler olduğunu anlamak için biraz daha yaklaşma riskini göze aldım. Dikkatle baktığımda doğum yaptığını gördüm.

Olum doğum yapacak zaman mı şimdi? Kaç canını kurtar bari.

"İnsan." Dedi beynimin içinde konuşarak.

Rena (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin