Yorum yapıyonuz diye atıyom yapmasanız atmam...
>>>>>>>>><<<
Yaklaşık bir saat sonra Efekan elinde kitapla odaya girmişti.
"Sonunda." Diyerek bana uzattığı kitabı bir hışımla elinden aldım. İçine baktığımda sadece Kayla ile tanıştığımız bölüme kadar yazılıydı. Ve o zamana kadar yaptığım şeyler, oynadığım oyun ben tek başımayken yaptığım her şey yazıyordu.
"Hepsi bu kadar mıydı?" diye sordum Efekan'a.
Kafasını iki yana sallayarak bana cevap verdi.
"Ben okuduğumda daha çok şey yazıyordu ama şimdi o sayfalar boş."
Kitap siliniyordu! Kitap giderek siliniyordu bu demek oluyor ki yeni kurban arıyordu. Yataktan kalkıp banyoya gittim. Çöp tenekesini gördüğümde aldığım gibi odadan çıktım. Güvenlik kameralarına dikkat ederek kör bir nokta bulduğumda, kitabı çöp tenekesine atarak ateş büyüsü yaptım. Kitap cayır cayır yanarken öylece izledim. Ama sen dur, gerekirse bu dünyadaki bütün kitapları yakacağım yine de senin oyununa gelmeyeceğim.
Odaya girdiğimde Efekan anlamsız gözlerle bana bakıyordu.
"Kitaptan kimseye söz etme. Zaten inanmayacaklar ama yine de söyleme." Dedim uyarırcasına.
"Yani gerçek mi? Kitapta yazanlar?" dedi gözlerini büyüterek.
"Efekan bunlara kafa yorma sen. Güzel güzel okuluna git gel tamam mı? Hadi kardeşim." Dedim başımdan savmaya çalışarak. Okuyan insanlar gerçek olduğunu kesinlikle düşünmezdi o yüzden şimdilik güvendeydik.
"Odandaki kurdu gördüğümde anlamıştım zaten." Dedi homurdanarak.
"Asil hala odamda mı?" diye sordum.
"Evet biliyordum, gerçekti işte." Dedi bağırarak.
"Lan başım ağrıyor zaten aşırı tepkiler verip durma." Yüzümü buruşturdum. Asil benimle bağlı olduğu için mi gelmişti buraya? O zaman Daniel de gelmiş olabilir mi?
"Yalnız bırak beni." Dedim Efekan'a. Dediğimi ikiletmeden dışarı çıktı. Bu çocuk her zaman benim sözümü dinler miydi ya?
"Daniel. Eline kâğıt, kalem al." Dedim emir vererek. Biraz bekledikten sonra, "Şimdi söyleyeceklerimi kâğıda yaz. Eğer kendi dünyamıza döndüysek bu adrese mail at ve nerede olduğunu yaz. Ya da +905534862392 numaralı telefonu ara." Dedim emrimi sürdürerek. Mail adresimi kodlayarak söylemiştim ama her ihtimale karşı numaramı da vermiştim. Döndüyse artık bir şekilde bana ulaşırdı.
Kayla iyiydi ya gerisi önemli değildi. Ama içimde yine kötü bir his vardı. O hissin ben ta... Neyse. Yatağa yayılarak gözlerimi kapattım.
Ertesi gün mail adresimi kontrol ettiğimde Daniel'den mail geldiğini gördüm. Ohio'da olduğunu iyi olduğunu söylüyordu. Fırsat bulduğumda yanına geleceğimi ya da isterse onun gelmesini söyleyen adresimle birlikte bir mail attım.
Kayla rahat hareket edebilecek duruma geldiğinde hava almak istediğini söyledi. Etrafımızda çok gürültü olduğundan sessiz sakin bir yer istemiştik ikimiz de. Bu yüzden gizlice çatıya çıkmıştık. Kapısı kilitliydi ama benim için bir sorun değildi elbette. Açmam iki saniyemi almıştı.
Hava karanlık olduğu için aşağıdan birinin bizi fark etmeyeceğini düşünerek çatının kenarına oturup ayaklarımızı aşağı sarkıttık. Kayla düşse onu kurtarırdım, benim düşmem zaten imkansızdı. Sorun yoktu.
"Nasılsın?" diye sordum oturduğumuzda.
"İyiyim. Sen nasılsın? Bir yerinde yara falan yoktu değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rena (GirlxGirl)
FantasíaGirl x Girl olacak arkadaşlar. Eski hesaptan rastgelen olursa nolur darlamayın gitti o hesap bu kitabın da yeri bende çok farklı o yüzden buraya aldım. Evet girlxgirl. İsterseniz tekrar söyleyeyim, girlxgirl. Bu konu hakkında tek bir şey duymamayım...