31 ☘️

2.5K 317 60
                                    

Bunu yapanın müdür olduğunu görünce elbette şaşırdım. Bu kadar ileri gidebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama beni asıl şaşırtan müdürün masasında gördüğüm iletişim küresiydi. Kürenin içinde bizim müdürün yüzünü açıkça görmüştüm. Bu iki müdür neyin peşindeler?

Bela mıknatısı gibiyiz, dönüp dolaşıp yine belayı kendimize çekmiştik. Biri bitiyor biri geliyordu, benim hayal ettiğim ana karakter yaşamı bu değildi ama. Büyü öğrenecektim sonra kitabın yazarını bulup buradan defolup gidecektim. Niye sürekli olayların içinde karışıyoruz? Her şeyi boş verip yarın kaçıp gitsem mi?

Ama hafıza silme büyüsünün kitapla bir ilgisi olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Sonunda kitapla ilgili bir ipucu yakalamıştım, elimden kayıp gitmesine izin veremezdim.

Biraz daha kendimi toparladıktan sonra ayaklandım. Aydınlatma büyüleri ile aydınlatılmış yollardan akademiye doğru yavaşça yürüdük.

"Ekin, bayağıdır merak ediyorum ama..." diye söze girdi Kayla.

"Neyi?"

"Suçu kim?" dedi merakla.

"Müdürler."

"Müdürler derken? Gerçi kaç müdür tanıyoruz zaten. Buradaki müdürü anlarım da bizim müdür neden karıştı ki olaya?"

"Bende önce onu öğrenmek istediğim için bana bırakın dedim zaten."

"Sanki gittikçe işler sarpa sarıyor gibi."

"Bizim müdür kesinlikle tuhaf. Daha önce Ethan'dan bahsederken diğer dünyadan gelen ilk insan olarak bahsetmiş gibi gelmişti. Ama bugün satrancı bulduğumu öğrendiğimde şüpheye düştüm. Kesinlikle alelade birinin bulabileceği daha doğrusu bulsa bile filinden piyonuna kadar, ismine kadar her şeyi aynı şekilde bulabileceği bir oyun değil. 17 yıl önce birisi ona öğretmiş olmalı, ama kim? Eğer bu kitaba çekilmeler 17 yıl önce, hatta daha öncesinden başladıysa bırak yazarı bulmayı kendi dünyamıza dönmenin bir yolunu bulabileceğimizi bile sanmıyorum. Önümüzde upuzun bir yol var. Kestirme bulsak güzel olurdu." Dedim fikirlerimi belirterek.

"Kayla bu konuşmayı daha önce de yapmıştık ama seni bir kere daha uyarayım. Vakti geldiğinde bir insanı öldürebilecek zihinsel hazırlığın var mı?"

"Gerçekten birilerini öldürmek zorunda mıyız?"

"Şu anda hayır. Ama bir gün öldürmek zorunda kalacağız. Biliyorum. Yolumuza çıkan bütün düşmanları etkisiz hale getirdikten sonra yolumuza devam edemeyiz. Çünkü yere düşen her birinin eli bir ayağımızdan tutup bizi geri çekmeye çalışıyor olacak. Fırsat kollayacaklar. Hagan bile şu anda kendini iyileştirecek doktor arıyor. Bulduğunda ne olacak sence? Doğruca peşimize düşecek."

Benim için sorun değildi. Kim olursa olsun gözümü bile kırpmadan öldürebilir arkasından vicdan azabı dahi çekmezdim. Ama Kayla öyle değildi. Kayla'nın duygusal bir yapısı vardı. Birini öldürmek istemekle, öldürmek arasında dağlar kadar fark vardı. Kayla henüz bu baskıya hazır değildi.

Dediklerimi düşünerek sessizce beni takip etti.

Odama geldiğimde Asil beni kapıda karşıladı.

"Geç kaldın Ekin." Dedi beni görünce. Oğlum annem misin sen? Tam olarak yanımda işlevin ne senin Allah aşkına?

"İşim vardı."

"Huzursuz olduğunu hissediyorum."

"Hissediyor musun?"

"Evet. Sahibimizin duyguları çok yoğunsa biz de bu duyguların küçük bir miktarını hissederiz."

Rena (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin