Şu anda bulunduğum durumu tek kelime ile açıklayacak olursam, delilik derdim. Geldiğimden beri beni bir kişi bile takmamış sınıfın hepsi kendi halinde takılıyordu. Arka taraflarda bir yerlerde iki tane çocuk kavga ediyor, ön tarafta birkaç kişi uyuyor diğerleri de kavga eden çocuklara tezahürat yapıyordu. Büyü kullanmak yasak olduğu için normal dövüş şeklinde kavga ediyorlardı. Ama bunların bir suçu yoktu, buraya eğitmenlik yapmayı kabul etmek benim hatamdı. Para gözümü karartmıştı.
Başladığımız ilk günümüzde Kayla ile ortak dersimiz vardı. Öğleden önceki iki derste sınıfa kendimizi tanıtmaya öğleden sonraki iki derste de ortak ders yapmaya karar vermiştik.
Yaşları değişen çocukların yanına gidip dövüşü izlemeye başladım. Yani onların dilinden konuşursam işler daha kolay çözülürdü değil mi?
Dersler aynıydı. 2 aydır korumalarla dövüş eğitimi alıyorlardı ama aldıkları halde ikisi de doğru düzgün kullanamıyordu.
"Oraya öyle vurulmaz." Diye lafa girdim.
"Sen kimsin?" dedi tezahürat yapan öğrencilerden biri.
"Yeni eğitmeniniz."
"Eğitmen olarak bir çocuk mu göndermişler?" deyip kahkaha atmaya başladı. Evet boyum biraz kısa olabilir. Ama umurumda mı? Hayır.
"Bunları izlerken sıkılmıyor musunuz?"
"Kazanan bir sonraki turnuvaya çıkacak. Her gün böyle kavga edilir bu sınıfta."
İlk defa kendimden şüphe etmiştim. Acaba Kayla ile değişip yanlış sınıflara mı gelmiştik.
"Siz büyücü sınıfı değil misiniz?"
"Öyleyiz. Ama büyü kullanmak yasak olduğu için böyle karar veriyoruz. Sonuçta kim çıkarsa çıksın sonuç değişmeyecek."
"Sonuç değişmeyecekse kimin çıktığı önemli değil, niye kavga ile karar verme gereği duyuyorsunuz?"
"Turnuva özgürce büyü kullanabildiğimiz tek yer çünkü. Geriye kalan bütün sahalar diğer sınıflar tarafından tutuluyor. En düşük seviye olarak bu akademide bizim bir söz hakkımız yok. Büyü bile çalışamıyoruz, nasıl turnuvada seviye atlamamızı beklerler?" dedi ciddiyetle.
Sınıf kötü değil, şartlar kötüydü. Akademide soylu olsa bu kadar ayrımcılık olmazdı yeminle.
Onlar kendi halinde eğlenirken eğitmen kürsüsünün üzerine çıkıp oturduktan sonra dün yorgunluktan okuyamadığım müdürün verdiği kural kitabını açıp okumaya başladım.
Sınıfta eğitmen gözetiminde büyü yapmak serbesttir. Yazısını okudum.
Turnuvaya katılacak öğrencileri eğitmen onaylamazsa kendisi öğrenci seçer.
Bunları bilmek benim için yeterliydi. Yine de diğer eğitmenlerin neden kaçıp gittiğinde anlam veremedim. Sınıf hiçbir şeyi dinlemediği için mi?
Buradan seslenirsem sesim diğerlerine karışacaktı ve arada kaynayacaktı. Kendimi dinlettirmek istiyorsam önce kavgayı durdurmam gerekiyordu.
Kavga eden çocukların yanında gidip araya girdim. İkisini de farklı taraflara iterek uzaklaştırdım.
"Bu kadar yeterli."
"Sen de kim oluyorsun?" dedi kavga eden çocuk dudağından akan kanı silerken.
"Eğitmeniniz."
"Neredeyse bizimle yaşıtsın eğitmen olamazsın."
"O kadar mükemmelim işte detaylara takılmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rena (GirlxGirl)
FantasíaGirl x Girl olacak arkadaşlar. Eski hesaptan rastgelen olursa nolur darlamayın gitti o hesap bu kitabın da yeri bende çok farklı o yüzden buraya aldım. Evet girlxgirl. İsterseniz tekrar söyleyeyim, girlxgirl. Bu konu hakkında tek bir şey duymamayım...