Diğerleri aşağı inmişti. Benden korktuklarını gözlerinden okuyabiliyordum yani o kadar kötücül aura boşa gitmemişti. Yine de ufak da olsa gözlerindeki minneti sezebiliyordum.
"Saat öğlene yaklaşıyor. Hala dövüşebileceksen orta dereceli maça çıkmak ister misin? Benden bu kadar istersen benim yerime de çıkabilirsin." Dedim Kayla'ya.
Kayla olur anlamında kafasını salladı.
"Öncesinde bırak biraz dinleneyim." Dedim. Kafamı duvara dayayarak düşünceleri boşaltmaya çalıştım. Ama beyin uyurken bile düşünebilen bir organ olduğu için bu yaptığım yararsızdı. Biraz kendime geldikten sonra ayağa kalktım. Üst kata çıkıp üzerimi değiştirdim. Biraz para alarak aşağı inip kapıya yöneldim.
"Gidelim." Dedim. Kayla ile giderken Koras merdivende oturuyordu.
"Koras gidiyoruz." Diyerek seslendim. Çoktan üzerine bir şey giymişti. Yanıma gelip bizimle yürümeye başladı. Önümden gitmiyordu ve yere bakmıyordu. Yanımda yürüyor dosdoğru karşıya bakıyordu. İşte olması gereken de buydu.
Su dükkanının oraya geldiğimizde durdum. Biraz su alarak vücudumun su ihtiyacını giderdim. Sonra etrafta dolanarak kızı beklemeye başladım.
"Bu arada o kız kimdi?" diye sordu Kayla.
"Hagan'ın oyuncağı. Kardeşini dövüp kıza istediğini yaptırıyormuş. Bende kurtulmasına yardım ettim. Karşılığında bitkisel ilaçları öğretecek."
"Eğer işin içinde bitkisel ilaç durumu olmasaydı yardım etmeye tenezzül etmeyecekmişsin gibi bir his var içimde."
Omzuna dokunarak, "Her zaman hislerine güvenmelisin." Dedim.
Açıkçası Hagan'ın tendonunu kesme fikri dünden beri aklımdaydı fakat sadece bir tanesini kesmeyi düşünüyordum. Ama hem kıza yardım etmek için hem de kitapta bir değeri olmasın diye iki elini de etkisiz hale getirdim. Tek eliyle bile yeterince tehlikeli olabilirdi. Biz buradayken kıza dokunmazdı ama biz gittikten sonra yine kızın başına musallat olurdu. Sonsuza kadar kurtulmak için iki elini de etkisiz hale getirmekten başka çarem kalmamıştı. Zaten diğerleri de korkusundan bir şey yapamazdı.
Bir süre oyalandıktan sonra kız geldi. Yanında kardeşi vardı. Büyük değildi ama küçük de değildi. Kız bizim yaşlarımızda görünüyordu. Kardeşi de tahmini on dört yaşında falandır. Hoş biraz büyük olsa bile Hagan'a gücü yetmezdi.
"Yardım ettiğiniz için teşekkür ederim." Dedi kız.
"Önemli değil. Sonuçta karşılığında bir şey istiyorum. Öylesine bir yardım değil."
Amacım bitkilerden nasıl ilaç yapılacağını ve hangi bitkilerin işe yarayacağını öğrenmekti. Ayrıca bazı kimyasal maddeleri nasıl bulacağımı da keşfetmem lazım. Yapacağım o kadar çok şey var ki birkaç günde hepsine yetişebileceğimi sanmıyordum. Yine de neresinden başlasam kârdı.
"Sana başlangıç için bir kitap verebilirim." Dedi kız.
"İyi olur." Dedim. "Yalnız şu an bir yere gitmemiz gerekiyor kitabı daha sonra alsam olur mu?" diye sordum. Yanımda ekstra ağırlık taşımak istemiyordum.
"Beni ilaç dükkanında bulabilirsiniz."
"Tamam." Diyerek yanından ayrıldık.
"Daha ne kadar dövüşebilirsin?" diye sordum Kayla'ya. İki kereye kadar çıkmasını bekliyordum. Büyük ihtimalle bugün son kez gidiyorduk bugünden sonra gittiğimizin bir anlamı kalmayacaktı çünkü. Son kez milletin parasını tırtıklayıp dönelim bari.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rena (GirlxGirl)
FantasíaGirl x Girl olacak arkadaşlar. Eski hesaptan rastgelen olursa nolur darlamayın gitti o hesap bu kitabın da yeri bende çok farklı o yüzden buraya aldım. Evet girlxgirl. İsterseniz tekrar söyleyeyim, girlxgirl. Bu konu hakkında tek bir şey duymamayım...