51: Düzen 6 ⚔️

2.7K 328 86
                                    

Otelin, hediyelik eşya satan bir bölümü vardı. Alabildiğim kadar bileklik aldıktan sonra çıktım.

"Her zaman Kayla ve Daniel'in taktığı bilekliklere benziyor. Onlarla ne yapacaksın?" diye sordu Eve. Şu anlık büyü gücümle bunlardan 20 tane yapabilirdim. Ama büyü gücümü bitirirsem sonrası için problem olacaktı. Haritaya bakıp, bugün toplayabileceğimiz insanları saydım. En fazla 6 tane toplayabilirdik. Gece de devam edersek 9. Benim için problem değildi ama diğerlerine baktım. Bu elemanlarla uykusuz çalışmak isteyip istemediğimi sorguladım. Kayla neyse de Eve zaten bitik durumdaydı. Kadının herhangi bir işlevi olmayacağı için sadece uykusuzluğa dayanması yeterliydi.

Bilekleri büyüleyebilmek için yalnız kalmalıydım. Kayla hariç diğerlerine beni aşağıda beklemelerini söyleyerek odada kaldım. Şimdilik beş tanesi yeterdi. Bu beş taneye harcadığım büyü gücünün dolması bile saatleri alacaktı. Sanırım Eve'i bir günlüğüne harcayabilirdim.

Büyülediğim bileklikleri Kayla alıp bileğine takıyordu. Rena'dan kalma klasik rutinimizdi.

"Bende bir eksiklik hissediyordum zaten." Diyerek güldü. Kolunda beşer bileklikle dolaşırdı genelde, alışmıştı.

"Burada büyü gücü çok yavaş doluyor." Diye söylendim. "Şimdi bütün gücümü bilekliklerden birine aktarsam bütün gün işlevsiz olurum. O yüzden yedek durması için Eve'in gücünü almalıyım. Zaten bitik durumda o yorucu tempoda bir işe yaramaz."

"Eve'in 'Hay, hay buyur al.' Diyeceğini düşünüyor musun?"

Kafamı iki yana salladım. "Bileklerin ne işe yaradığını bile bilmiyor. Birazdan öğrenecek gerçi. Her zaman yaptığımız gibi ben tutacağım, sen bilekliği takacaksın sonra yer değiştireceğiz. Büyü gücü kalmadığında bilekliği alacaksın, diğer koluna takacaksın. Eğer topladığımız insanların güçlerini mühürlemeden önce bilekliğe aktarırsam, yeterince yedeğim olur sanırım. Bütün büyü gücüm bitince tekrar dolması için bir gün beklemek zorundayım ve bu bizi planın aşırı gerisine atar. Gönüllü jeneratörlerim var sonuçta, kullanayım." Diyerek omuz silktim. "Aslında başka bir seçenek daha var. Eve bilekliği gördüğünde muhtemelen merak edecek. Ona takmak ister misin diye sorabilirsin. Balıklama atlayacağını düşünüyorum. Tereddüde düşerse ilk planı uygularız."

"Yapmazsın öyle şey ama yine de uyarayım. Ucunu kaçırıp yine vücuduna zarar verme. Büyü gücünü aldığımız insanların seviyesini ve bilekliğe geçen gücü sadece sen bilebilirsin. Koluma taktığım sıralamayı da sen aklında tutabilirsin. Sonuçta hangisini kırmam gerektiğini bana söyleyen sensin."

"Merak etme. Şu an kendi gücümün 7 katı kadarını kaldırabilecek durumdayım. Bu, normal bir Rena halkı için 20 kişinin büyü gücünün olduğu bilekliğin kırılması demek. 20 kişiyi de aynı bilekliğe aktarmayı düşünmüyorum yani sorun yok."

İşimiz bittiğinde resepsiyonda oturan Eve Azra ile buluştuk.

"Aynı bileklikten olmuş." Dedi Eve Kayla'nın koluna bakarak.

"Denemek ister misin?" diye sordu Kayla gülerek. Eve iki saniye düşündükten sonra, ki bu iki saniye Kayla ile ikimize soğuk terler döktürmüştü, takacağını söylemişti.

Kayla, Eve bilekliği tuttuğunda ne olduğunu fark etmesin diye bizzat kendisi taktı. Çıkarmasın diye de kollarından sımsıkı tuttu. Kayla'nın zekâ seviyesinde muhtemel bir artış görüyordum. Körle yatan şaşı kalkıyormuş gerçekten.

"Gücüm çekiliyor gibi hissediyorum. Ne yapıyorsunuz lan?" dedi Eve sinirlenerek. Üzgün değilim Eve, bir şekilde işime yaramak zorundasın.

"Bana illüzyon büyüsü yapmanın cezası olarak görebilirsin. Bir süre büyü gücünü kullanamayacaksın."

Eve muhtemelen kırmızı seviyenin başlarındaydı. Yine de kapasitesi çok fazla olduğu için benden daha uzun süre kolunda takılı kalması gerekiyordu. Lanet soylu kanı işte. Aradan geçen yedi dakikada Kayla Eve'in bir milimetre bile kıpırdamasına izin vermedi.

Rena (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin