13 ☘️

3.2K 342 112
                                    

Sonunda akademi için giriş sınavı gelmişti. Sınavdan iki gün sonra da akademi başlayacaktı. Sınavı geçen öğrencilere kalacak yer verdiklerini öğrenmiştim. Her ne kadar sınıfları belli olsa da sınava soylular da girecekti. Öğrendiğim kadarıyla onlar kendi aralarında değerlendirilecekti.

Akademinin kapısına geldiğimizde Eve ve Luts'a dönüm.

"Ne yaparsanız yapın turnuva zamanları son sıralarda yer almayın. Çünkü turnuva zamanı sınıf atlamak için ben geleceğim." Dedim kendimden emin bir şekilde. Bana omuz silkerek karşılık verdiler ve içeri girdiler.

Taş testi yaparak içeri alıyorlardı. Büyücüleri akademinin içine yönlendirip korumaları bahçede bekletiyorlardı. Test sırası bize gelirken Kayla ile konuştum.

"Şu anlık kılıç yüzünden yeteneklerin yetersiz olabilir ama gönlünce eğlenip en tepeye çık. Ben orada olacağım."

"Seni fazla bekletmeye niyetim yok." Dedi gülerek.

Testten sonra Koras'la akademinin içine doğru yürüdük. Eski bir yapı olmasına rağmen sağlam duruyordu. Yönlendirmeleri takip edip sınıfın birine girdik.

Benimle ve Koras'la birlikte 25 kişi vardı. On dakika sonra eğitmen olduğunu düşündüğüm iki kişi geldi. Birinin elinde kafesle beraber kuş vardı. Elinde kuş olan kırmızı gözlü olduğu için soylu olduğunu düşünüyordum. Diğeri gayet normaldi.

"Hey bu müdür değil mi?"

"Şansımıza bak sınavı yapan oymuş."

"Keşke başka bir sınıfa girseydim. İkinci senemde yine eleneceğim."

"Geçen sene müdürün sınavından sadece bir kişi geçti." Diye arkamda fısıltı ile konuşan sesleri duyabiliyordum. Bütün şansımı şehir lordunda kullanmış olsam gerek.

"Sessiz olun." Dedi soylu olan gür bir sesle. Sınıf sessizleştiğinde konuşmaya devam etti.

"Size üç tane desen vereceğiz ve büyü yapmanızı isteyeceğiz. Üçünü de yapabilen okulumuza devam edebilir." Dedi. Üçte ikisi olsaydı bari üçte üç yapmamızı mı bekliyorlar cidden. Normalde tam not almaya alışkınım ama büyü konusunda henüz bilgim kısıtlı olduğundan kendime güvenim yoktu.

Tahtaya tebeşirle üç tane desen çizdiler. Üçünü de gelmeden önce kitaplarda görmüştüm. İlki elementlerle ilgiliydi. İkincisi hayvanları kontrol etmekle ilgiliydi. Üçüncüsü de diğer büyüler olan uçurmak büyüsüydü. Ama sonuncusunda gözüme çarpan ufak bir değişiklik vardı. Kitabın hatası olduğunu düşünerek üzerinde durmadım.

"Desenlere çok dikkatli bakın." Dedikten sonra ilkini bir dakika sonra sildi.

"Büyü yapmak için desen çizmenize gerek yok. Deseni doğru bir şekilde aklınıza getirirseniz sözcükler onu aktif edecektir." Dediler. Buradaki herkesi ilk defa büyü öğrenecek şekilde değerlendiriyorlardı.

"İlk desen en basit doğa büyüsüydü. Yatkın olduğunuz doğa elementini bulmak için kullanılır. Şimdi avucunuzu açın düzgünce odaklanın ve deseni aklınıza getirin ve şu sözleri söyleyin." Dedi.

"Doğanın yardımcısı hepsi bir bütün olan,

Davetime kulak ver ve gel. Seni çağırıyorum."

Sözleri söyledikten sonra desenin şekli avcumda parladı ve bir sıcaklık hissettim. Avucumun içine baktığım zaman elektrik iletiliyormuş gibi olduğunu gördüm. Hayır, elektrikten ziyade yıldırımdı sanırım. Sıcaktı ama elimi yakacak kadar değildi. Koras'a baktığımda avcunda bir şey yoktu ama kıyafetleri kıpırdıyordu. Elementi havaydı sanırım. Etrafıma baktığımda iki tane ateşi olan görmüştüm. Diğerlerinde de toprak ve su vardı. Bir tanesinde daha yıldırım vardı. Elementleri ateş, su, hava ve toprak olarak düşünmüştüm ama yıldırım da varmış demek ki. Birkaç tanesinde hiçbir şey yoktu. Yıldırımın bir element olup olmadığını içimde sorgularken sınavı kontrol edenlerden biri konuşmaya başladı.

Rena (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin