Ertesi gün Kayla'nın beni dürtmesi ile uyandım. Koras bile çoktan uyanmıştı. Ayağa kalkıp gerindim. Su matarasını alıp elime su döktüm. Daha sonra yüzüme çarptım. Bunu birkaç kere tekrar ettikten sonra yarım yamalak da olsa yüzümü yıkadığım için memnundum.
"Aferin." Diyerek Koras'ın başını okşadım. Sözümü dinlediği zaman ödüllendirilmesi gerekirdi.
Minderin altındaki zuladan biraz para alarak Kayla'nın para taşımaya yaradığını düşündüğüm şortuna bağlı olan ağzı kapalı bez parçasının içine koydum.
"Bugün de ölmezsek daha da endişelenmemiz gereken bir şey yok. Rakibimiz büyü kullanan ve canavarlarla oynamamıza izin verecek kadar nazik biri. O yüzden nazikliğini boşa çıkarmadan gönlümüzce eğlenelim." Dedim. Aslında kelle koltukta nasıl eğleneceğimden tam emin değilim ama duruma göre bakacağız artık.
Koras'ı da yanıma alıp dışarı çıktım. Önce karnımızı doyurduktan sonra kütüphaneye doğru yola çıktık. Kütüphaneye girer girmez büyü kitaplarının olduğu tarafta kendimi kaybettim. Kitapları okuduğuma şüphe yoktu. Ama anladığım konusunda hemfikir değiliz. En azından 3 çeşit büyü türü olduğunu anlamıştım. Bunlardan bir tanesi elementler üstünde kontrol sağlamaya yarıyordu. Bir tanesi hayvanları kontrol etmeni sağlıyordu. Diğeri konusunda pek bir fikrim yok açıkçası.
Toprağı kontrol etmek için özel bir şeylere ihtiyaç duyulup duyulmadığını araştırmıştım ama kitaplar daha fazlasından bahsetmiyordu. Ya da burada yeterli kaynak yoktu. Ayrıca sadece toprağı mı kontrol ediyor yoksa diğer elementleri de kontrol edebilir mi sorusuna bir cevap bulamamıştım.
Hayvanlar için araştırma yapmaya başladım. Hayvanların resimlerinin ve açıklamalarının olduğu bir kitabı elime aldım. Büyü ile hayvanlara söz geçirmenin nereye kadar mümkün olduğunu araştırıyordum. Bu kitap da hangi hayvanın üzerinde ne kadar büyü gücü gerekli olduğundan bahsediyordu ve yakalanma zorluklarından. Aslanlar ortalama seviyeydi. Ve geniş büyü kapasitesi olanlar 5 aslana kadar kontrol edebiliyordu.
En zor kontrol edilen hayvana baktım. Değişik bir şey bekliyordum. Son sayfada simsiyah ejderhayı gördüğümde bu çok normal bir şeymiş gibi geldi. Fantastik kitaplarda çok sık gördüğümden olsa gerek. Demek gerçekten ejderhanın üstüne daha güçlü hayvan yokmuş. Kitaplarda hep abarttıklarını sanırdım. Daha sonra okuduğumdan öğrendiğim kadarıyla ejderhaların da içinde kendi türleri vardı. Yakalanma zorluğuna baktığımda seviyesinin ölçülmediğini gördüm. Şimdiye kadar anladığım kadarı ile, eğer bir yılan görürsem orada büyümü kullanarak etkisiz hale getirmeliyim tehlikeli ama diğerleri kadar değil. Eğer bir aslan görürsem ilk başta kaçmalıyım ve saklanmalıyım daha sonra iyi bir planla tekrar denemeliyim ya da hiç denememeliyim. Eğer bir ejderha görecek olursam kaçmanın da saklanmanın da bir faydası yok gördüğüm an öldüm.
Kitapta ayrıca ejderhaların çok zeki olduğundan bahsetmiş. Biraz yakınlık duymadım değil. Eğer bir ejderha ile karşılaşırsam onları büyü ile kontrol edebilir miyim acaba? Daha önce kimsenin yapamaması benim de yapamayacağımı göstermez. Eğer ejderhalar ile karşılana kadar yeterince büyü öğrenmiş olursam en azından hayatta kalabilirim. Sanırım. Nedense bu konuda kendime çok güvenemedim. İlk defa kendime güvenemedim ve bu çok şaşırtıcı bir durumdu.
Bazı hayvanlar konusunda az çok fikir sahibi olduğumda kitabı bıraktım. Aslanları nasıl etkisiz hale getireceğimi anlatmıyordu. Kendi dünyama uygun şekilde yapıp sakinleştirici verecektim. Bugün de yaşarsak yarın başka bir şey denerim. Parayı bir şekilde şehir lordundan almayı kafaya koymuştum. O yüzden şimdilik ona odaklanalım. Eğer birkaç gün içerisinde şehir lordu ile iyi anlaşmaya başlamazsak zaten hayatımıza yeni yön çizmek için kaçmamız gerekebilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rena (GirlxGirl)
FantasíaGirl x Girl olacak arkadaşlar. Eski hesaptan rastgelen olursa nolur darlamayın gitti o hesap bu kitabın da yeri bende çok farklı o yüzden buraya aldım. Evet girlxgirl. İsterseniz tekrar söyleyeyim, girlxgirl. Bu konu hakkında tek bir şey duymamayım...