Rena (GirlxGirl)

33 ☘️

Sabahleyin sınıfa girdiğimde bir kişi eksiklerdi.

"Gudces nerede?" diye sordum.

"Hastalandı."

"Hastalandı mı? Ne hastalığı?"

"Bilmiyoruz. Dün revirde yatmaya başladı."

Tuhaf, ne hastalığı olabilir acaba?

"Bir şey soracağım." Dedim ve sonra duraksayarak konuşmaya devam ettim.

"Soylular hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Ne mi düşünüyoruz? Berbatlar." Dedi bir çocuk.

"Aynen. Benim geldiğim şehirde birçok soylu vardı. Her zaman kendilerini üstün görüyorlar. Bize köle muamelesi yapıyorlar. Üstelik köle sistemi bu ülkeden çıkarılalı çok uzun zaman oluyor."

"Köle sistemi yok mu?"

"Hayır yok. En azından burada yok. Rena dışında diğer ülkelerde hala var."

"Anlıyorum. Her neyse onu bir kenara bırakırsak, elinize bir fırsat geçse soylulara saldırır mısınız onu öğrenmek istiyorum." Dedim.

"Ekin manyak mısın? Şu an bu söylediklerin yüzünden bile ceza alabilirsin." Dedi biri araya girerek. Güzel içlerinde hala korku var.

"Bende onu söylemeye çalışıyorum. Şartlar ne durumda olursa olsun, toplu isyan olsa bile bir soyluya saldırmayın. Ama akademide birisi ortalığı karıştırmaya çalışıyor. O yüzden önce sizi uyayarak başlıyorum. Aranızda soylulara karşı kışkırtmaya geleneniz oldu mu? Mesela birisi sizinle bu konu hakkında konuştu mu?" dedim. Temizleyeceksem önce kendi sınıfımdan başlamam lazım.

"Ben öyle bir konuşma hatırlıyorum. Sanki birisi bana soyluları kötülüyor gibiydi. Ama kim olduğunu hatırlayamıyorum." Dedi Loks eliyle başını tutarak.

Tam tahmin ettiğim gibi. Çoktan başlamış. Kim olduğunu bilmiyor, daha sonra tek yapması gereken onun ben olduğumu çocuklara söylemek.

"Başka böyle bir durumda olan var mı?" diye sorduğumda 3 kişi daha elini kaldırdı. İçlerinden biri de Afora'ydı.

"Sizler dersler bittikten sonra benim odama gelin." Dedim.

"Diğerleri de molalarda böyle başka insanlar var mı diye arayabilir mi? Ama sakın ne yaptığınızı çaktırmayın. Sessizce araştırın. Anlaştık mı?" dedim.

"Tamam." Diyerek beni onayladılar.

Dersin kalanında onlara bazı büyüler öğrettim. Günün geri kalanını normal bir şekilde geçirdim. Bizim sınıftaki çocukları toplayıp odama götürdüm. Kayla çoktan gelmiş Asil'le konuşmaya çalışıyordu.

"İşe yarıyor mu bari?" dedim.

"Hayır bana cevap verdiğini hissedebiliyorum ama sesini duyamıyorum." Dedi Kayla. Sonra ardımdan içeri giren çocukları gördü.

"Hayırdır?" diye sordu.

"Kurt mu o? Beyaz kurt mu?" dediler Asil'i görünce şaşkınlıklarını saklayamayarak.

"Elbette ki bu bir sır. Onu burada gördüğünüzü kimseye söylememelisiniz." Dedim.

"Efendim bunlar kim?" diye sordu Asil.

"Onu duyabiliyor musunuz?" diye sordum.

Kafalarını hayır anlamında salladılar.

"Konuşabiliyor mu?" dedi Afora.

"Eğer onlarla konuşmak istersem beni duymalarını sağlayabilirim. Şu anda sadece efendim beni duyabilir." Dedi Asil. Bayağı kullanışlı bir şeymiş ya bu.