İyi okumalar....
2 gün sonra
Ayy bir heyecan bastı beni ya! Alt tarafı mezun olmuyor muyduk? Neden bu denli heyecanlanmıştım ki şimdi? Çok tuhaf.
Uyuyamacağımı anladığım için yatağımdan kalkıp terasa çıktım. Yıldızları seyretmeye başladım. Çok güzellerdi. Derin bir iç çektim. Berke'yi özlemiştim. Tamam daha dün gördüm ama işte insan özlüyor be! Hele şu sıralar özlemim daha çoktu. Allah'tan yakında düğünümüz var da böyle bir sorunumuz olmayacak. Sahi şaka maka iki hafta sonra evleniyorduk. Nikah günümüzü de almıştık. Haziranın 17 sinde Berke ile evli olacaktım. Düşüncesi bile güzel.
Birden gözümün önünde bütün hikayemiz belirdi. İlk karşılaştığımız an... Saçma sapan tartışmalırımız... Yağmurun altında ki dansımız... Beraber ilk kez şarkı söylememiz... İlk öpüşmemiz... Ve dahası hepsi sırasıyla geçti gözlerimin önünden. Oysa hepsi daha dün gibi. En önemlisi ben Berke'yi hala ilk günkü gibi seviyorum hatta daha fazla... Gözümden bir damla yaş aktığında aldırmadım. Mutluluktandı sonuçta değil mi?
Yavaş yavaş uykum gelmeye başladığında aşağı indim. Bir bardak su içip yatağıma yattım.
Çalan alarmımı kapatıp doğruldum. Hala uykum vardı. Esneyip zor da olsa yatağımdan kalktım. Banyoya gidip kısa bir duş aldım. Tekrar odama döndüm. İç çamaşırlarımı dolabımdan alıp giyindim. Bu sırada kapı çaldığını duydum. Hiç vakit kaybetmeden dolabımdan bir pantolon ve tişört çıkarıp giydim. Koşarak kapıyı açtım. Berke gelmişti.
"Hoş geldin sevgilim."
"Hoş buldum." dedi gülümseyerek, ardından kaşlarını çattı. "Senin saçların neden ıslak?"
"Hey sakin ol. Yeni çıktım duştan. Sen kapıyı çaldığında daha giyiniyordum." dediğimde kaşlarını çatmayı bırakıp sırıttı.
"Giyinmeden de açabilirsin kapıyı. Neden acale ettin ki?"
"Pis sapık! Hem ya başkası olsaydı?" dediğimde kaşlarını tekrar çattı. Ani ruh değişimleri beni güldürüyordu.
"Şaka yapalım dedik onu da mahvettin. Neyse hadi geç odana da saçlarını kurutalım." başımı sallayıp banyodan kurutma makinesini alıp odama geçtim. Berke ise beni bekliyordu. Makineyi elimden aldı ve oturmamı bekledi.
Berke'nin saçlarımı kurutmasına alışmıştım artık. Bu onun hoşuna gidiyor gibiydi ki benim de öyle. Saçlarımın kurutma işi bitmişti. Bu sefer taradı saçlarımı. İşi bittiğinde saçlarımı at kuyruğu yaptım.
"Tişörtün ıslanmış değiştir istersen."
"Tamam."dedim ve çıkmasını bekledim. Ama o çıkmıyor üstüne gözleri benim üzerimdeydi. " Berke ne bekliyorsun çıksana! "
" Yo değiştir sen bekliyorum ben seni." dediğinde dayanamayıp çığlık attım. Yatağa uzanıp elime bir yastık aldım ve ona fırlattım. Tam isabet.
"Çık şu odadan!" diye tekrar bağırdığımda gülerek çıktı. Bir de gülüyor ya! Sapık herif! Buna şu sıralar bir şeyler oluyordu ya neyse. Yerimde durmayı bırakıp üzerimdeki tişörtü çıkardım. Ardından yeni tişört alıp giyindim. Odadan çıkmadan önce elbisemi, ayakkabımı, çantamı, takılarımı ve diğer gerekli her şeyi hazırlayıp öyle çıktım. Ee kahvaltıdan sonra direk kuaföre gidecektik.
Odamdan çıktığımda burnuma mis gibi tost kokusu doldu. Kokuyu takip ederek mutfağa geldim. Koku burada daha baskındı.
"Gel sevgilim kahvaltı hazırladım. Sen şimdi telaştan akşama kadar bir şey yemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Genç Kurgu"Bitti buraya kadar bir daha sakın karşıma çıkma.!" "Alara dur bekle bak açıklayabilirim." "Ne saçmalıyorsun sen ya. Yaptığın şeye bak ve bana hala açıklayabilirim diyorsun. Kapa çeneni ve bir daha karşıma sakın sakın çıkma.!" "Alara Alara bekle Ala...