78. Bölüm

229 12 1
                                    

Multimedya: Alara ve Berke'nin evi (Dört katlıymış, havuzu varmış gibi düşünün)

İyi okumalar...

Alara'dan

Şu son 1 haftam çok hızlı geçiyordu. Bütün gün dışarıdaydım. Akşamları eve geliyor, halim varsa bir şeyler atıştırıyor, direk yatıyordum. Çok yoruluyordum. Ama olsun. Sonuçta hepsini kendim, bizim için yapıyordum.

Mezuniyetten sonra ev arayışına çıkmıştık. Berke önce araştırdığı için bir kaç ev seçmişti. Ben de seçtiklerini teker teker gezmiş en sonunda bir tanesine karar vermiştim. Aslında hepsi çok güzeldi. Seçtiğim evin tam istediğim gibi kocaman bir bahçesi vardı ve tabii ki etrafı ağaçlarla çevriliydi. Hatta ormana doğru giden bir yolu bile vardı. Bahçesinde bir de havuz vardı. Sıcak günlerde serinlemek için harika olacaktı. Ev ise 4 katlıydı. Birinci katta mutfak, mutfağın hemen yanında oturmak için küçük bir alan vardı. Kiler de orada. İkinci katta salon ve bir kaç misafir odası vardı. En üst katta ise yatak odası ve ileride çocuk odası olarak kullanacağımız odalar vardı. En alt yani bodrum katı ise boştu. Orayı spor salonu ve müzik odası olarak kullanmayı düşünüyorduk.

Bu bir haftaya çok şey sığdırmıştım. Evi seçtikten sonra eşyaları seçmeye başlamıştım yavaş yavaş. Kendi eşyalarımı da toparlamaya başlamıştım. He bir de alışveriş yapmıştık. Alışverişe annem, Aslı anne, kızlar gelmişti. Alışveriş yaparken çok utanmıştım. Ah ah Aslı anne yüzünden hepsi.

Sonra düğün için sürekli birileriyle iletişim halindeydim. Mustafa babanın tanıdıkları bana çok yardımcı oluyordu. Onların sayesinde istediğim yeri bulmuştum. Dekorlar için de daha dün görüşmüş neredeyse her şeyi halletmiştik. Kalan işleri ise Berke'ye yıkmıştım.

Bugün ise Berke'nin benim için özel diktirdiği gelinliği denemeye gidecektim. Evet daha görmemiştim. Çok heyecanlıydım ya.
Yatağımdan güçlükle kalktım hiç kalkasım yoktu da işte. Banyoya girip kısa bir duş aldım. Dün akşam yorgunluktan alamamıştım. Duştan çıktıktan sonra üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum. Ardından kahvaltı yapmak için mutfağa geçtim.

Kahvaltımın sonlarına doğru kapı çaldı. Berke beni almaya gelmiş olmalıydı. Kalkıp kapıyı açtım. Ama karşımda Berke değil Kaan vardı. Allah normalde tek başına gelmezdi ama neyse.

"Hoş geldin Kaan."

"Hoş buldum. Nasılsın?"

"Ben iyiyim de. Sen pek iyi gözükmüyorsun." bu sırada içeri geçmiştik.

"Yani sayılır."

"Anlaşıldı sen ben sormadan anlatmayacaksın. Bekle beni ikimize çay koyup geliyorum." dediğimde beni başıyla onayladı. Ayağa kalkıp mutfağa geçtim. Bu sırada telefonuma mesaj geldi.

Gönderen Berke: Hazır mısın?
Gönderen Berke: Evden çıktım 10 dakikaya orada olurum.

Gönderilen Berke: Hazırım. Ama biraz geç gelir misin?
Gönderilen Berke: Kaan burada. Moreli bozuk gibi biraz sohbet edeceğiz.

Gönderen Berke: Tamam canım. Ararsın beni o zaman gelirim.

Telefonu tezgaha koyup çayları koydum. Ardından içeri geçtim. Beni gören Kaan gülümseyip çayını elimden aldı.

"Ee anlat bakalım derdin ne?" derin bir iç çekti.

"Gamze."

"Yine mi kavga ettiniz yoksa?"

"Hayır hayır! Allah korusun."

"Sorun ne o zaman?"

"Gamze'nin benden evlilik teklifi beklediğini biliyorsun değil mi?"

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin