40.Bölüm

651 22 0
                                    

İyi okumalar...

Düzenlenmiştir.

Emreden devam

Gerinerek uyandım. Saate baktığımda 9.05 di. Yavaşça yataktan kalktım. Normalde olsa asla kalkmazdım ama Yağmur ile kahvaltı için sözleşmiştik. Öyle dediğime bakmayın  bu aralar onda bir şeyler var. Benimle artık pek sık buluşmuyor, aramıyor, sormuyor, buluştuğumuz da ise soğuk davranıyor ve ben bunun nedenini sorduğumda ya konuyu değiştiriyor ya da geçiştiriyor. Tabii insanın aklına bir sürü ihtimal geliyor. Artık beni sevdiğinden şüphe etmeye başladım. Benden sıkılmış olabilir miydi? Ya da ne bileyim başka biri mi vardı? Yoksa ailesi mi istemiyor? Ama en son ailesiyle tanıştığımda çok sıcak yaklaşmışlardı. Uf uff...

Düşüncelerime son verip banyodan çıktım. Kısa duş ve sıcak su iyi geldi. Dolabımdan siyah pantolon beyaz tişörtümü giyip saçlarımı kuruttum. Sonra öyle dağınık bırakıp aşağı indim. Annem masada oturuyordu. Anlaşılan babamla ve beni bekliyordu. Ona aldırmadan askıdan deri ceketimi alıp giydim. Tam ayakkabılarımı giyecektim ki;

"Ne oldu Emre artık tek bir laf bile atmıyorsun bana?"

"Anne sen nedenini biliyorsun zaten." diyerek ayakkabılarımıda giydim.

"Emre eğer o kızın yanına gidiyorsan ve bu kapıdan çıkarsan bir daha asla geri giremezsin!" dedi uyarırcasına. Heh sanki çok da umrumda.

"Anne o kız dediğin benim evleneceğim kız. Ayrıca ben onun ekonomik durumuna ya da dış görüşüne bakmadım. Kalbine baktım. O senin dediğin şeyleri yapacak bir kız değil. Evet şimdi buradan çıkacağım ve gerekirse geri gelmeyeceğim. Ne de olsa kararlarımın ve düşüncelerimin senin için bir önemi yok değil mi? Yüzüme iyi bak bu yüze hasret kalacaksın!" kapıyı çarpıp dışarı çıktım. Artık hiçbir şey umurumda değildi. Çünkü sıkıldım. Bir anne çocuğunun mutlu olması istemez miydi? Neden böyle yapıyordu ki?

Hızla arabaya binip sürmeye  başladım. Yani aklım almıyor! Bir annenin çocuğunun mutluluğu herşeyden önce gelmez miydi? Bu soruyu ona sormuştum yani anneme ve o da tabii ki önemli demişti. Ama böyle yaparak beni daha çok üzüyordu haberi yok.
Yağmur ile buluşacağımız yere geldim. Hızla arabadan indim. Hala sinirli olduğumu anladığımda yanaklarıma tokat atıp kendime gelmeye çalıştım. Yüzüme sahte gülümseme takıp içeri girdim. Yağmur oturmuş beni bekliyordu.

"Günaydın."

"Günaydın."

" Çok beklettim mi?"

"Hayır yeni gelmiştim zaten." onu başımla onaylayıp oturdum. Siparişlerimizi verdik hatta yemeğin sonuna geliyorduk.

"Yağmur sana soru soracağım fakat bana doğruyu söyleyeceksin."

"Tabii ki. Ben sana asla yalan söylemem ki zaten."

"Peki. Beni artık sevmiyor musun?"

"Nasıl soru böyle? Seni kendimden bile çok seviyorum."

"Peki neden soğuk davranıyorsun bana? Hayır yani bir şey mi yaptım sana farketmeden?" gözlerini kaçırdı. Al işte birşey saklıyor. "Benden birşey saklıyorsun."

"Beni çok iyi tanıyorsun."

"Ne saklıyorsun benden? Ne saklıyorsun benden bana böyle davranacak?"

"Annen. Yani ben o gün size geldiğimde-"

"Konuştuklarımızı duydun." beni başıyla onayladı. Başımı ellerimin arasına aldım. Tahmin etmeliydim.
"Neden gelip konuşmadın benimle? Kaç kere sordum sana 'ne oldu' diye neden söylemedin neden?" sesim yükselmişti.

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin