İyi okumalar...
Düzenlenmiştir.
Arabamı park edip aşağı indim.Endişeyle kapıyı çaldım. Lütfen evine gelmiş olsun. Lütfen kapıyı o açsın. Lütfen ona bir şey olmamış olsun. Lütfen...lütfen lütfen.!Bu sırada kapı açıldı. Kapıyı açan Berke değil annesiydi ve ağlıyordu. Demek ki hala ondan bir haber yoktu.
"Gel kızım içeri." dediğinde içeri girip ayakkabımı çıkardım.
"Bir haber yok mu?"
"Polise haber verdik. Araştırdılar çok şükür hastanede ona ait bir kayıt yok."
"İyi bari." dedim Mustafa amcaya. En azından kaza falan geçirmemiş. "Cemre nerede?"
"Odasında. Onun bir şeyden haberi yok."
"Tamam ben bir ona bakayım." güçlü durmaktan başka çarem yoktu. Annesi babası bu haldeyken benim güçlü durmam lazımdı. Zordu biliyorum ama yapmak zorundayım. Yavaş yavaş merdivenleri çıktım. Cemre'nin odasının önüne geldiğimde kapısı açıktı. İçeriye baktığımda masasına oturmuş resim yapıyordu. Kafasını çevirip olduğum yere baktı. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. İçim ne kadar yanıyor olsa da onun gülümsemesine karşılıksız kalamadım.
"Alara!!" deyip bana koşmaya başladı bende yere çöküp kollarımı ona açtım. Bana sarıldığında canım biraz acısada sesimi çıkarmadım. "Ne zamandır gelmiyorsun özledim seni."
"Bende seni çok özledim."
"E hani abim nerede?" güzel soru. Ah bende bilmiyorum ki nerede. Keşke bilsem.
"Abinin biraz işi var onları bitirip öyle gelecek." yalan söylemek zorundaydım. Belki de işi çıkmıştı ve telefonun şarjı bitmiştir. Olamaz mı? Ama o yine de ne yapar ne eder bir yolunu bulup haber verirdi. O zaman ona bir şey mi oldu? Kafamı iki yana sallayıp göz yaşlarımı geri gönderdim.
Cemre uyuduğunda aşağı indim. Saat geç olmuştu. Annemleri arayıp olan biten her şeyi onlara anlatmıştım. Onlarda sen orada kal demişlerdi. Abim ise bu süre içinde bize bir şey olmaması için buraya da koruma göndermişlerdi. Cemre'nin yanından sessiz olmaya dikkat ederek kalktım. Yan tarafta bulunan Berke'nin odasına gittim. Odası dağınık değildi. Bir erkeğe göre fazla topluydu. Kitaplığının önüne gidip kitaplarını incelmeye başladım. Okuduğum çoğu kitabı o da okuyordu. Sonra en aşağı raftaki albüm dikkatimi çekti. Berke'nin yatağına oturup içini açtım. Berke'nin küçüklük fotoğrafları vardı. Sanırım buna daha öncede bakmıştım. Yine de bakmaya devam ettim. Bebekliğinden itibaren her yaşının fotoğrafları vardı. Sonlara geldiğimde ikimizin fotoğrafları vardı. Gülümsedim. Gülümsedim ama yinede göz yaşlarım firar etmişti işte. Daha fazla evde kalamayacağımı anladığımda albümü yerine koydum. Berke'nin dolabını açıp onun tişörtlerinden birini aldım. Kendi tişörtümü çıkarıp onu giydim. Artık onun gibi kokuyordum. Odadan çıkıp aşağı indim. Mustafa amca koltukta uyuya kalmıştı. Biraz evi karıştırıp onun için bir battaniye bulup üstünü örttüm. Sessizce çantamı alıp ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım. Arabaya binip çalıştırdım. Ne zaman üzgün olsam hep gittiğim yere gidecektim. Orası bana iyi geliyordu çünkü.
Uçurumun kenarına geldiğimde arabayı çekip indim. Soğuk hava yüzüme çarptı aldırmadım. Benim içim yanıyor zaten soğuk bana ne yapabilir ki? Üşütecek miydi beni? Hiçbir şey beni Berke'nin yokluğundan daha fazla üzemez! Derin bir nefes alıp göz yaşlarımı tutmaya çalıştım. O yoktu. Ondan haber yoktu. Benim yarım yoktu. Neredeydi? İyi miydi? O da beni düşünüyor muydu? Gerçi en önemlisi onun iyi olmasıydı. Daha onu görmeyeli bir gün bile olmamışken bile o kadar çok özledim ki. Ya eğer bir daha göremezsem onu, ya bir daha tutamazsam ellerinden, ya bir daha kokusunu duyamazsam o zaman ne yapardım ? Yaşayabilir miydim onsuz? Nefes alabilir miydim? Hayatta olduğumu hisseder miydim? Kafamı hayır anlamında salladım. Göz yaşlarımı sildim. Ona hiçbir şey olmayacaktı. Tekrar gelecekti yanıma. Tekrar tutacaktı ellerimden. Biz yine beraber çok mutlu olacağız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Teen Fiction"Bitti buraya kadar bir daha sakın karşıma çıkma.!" "Alara dur bekle bak açıklayabilirim." "Ne saçmalıyorsun sen ya. Yaptığın şeye bak ve bana hala açıklayabilirim diyorsun. Kapa çeneni ve bir daha karşıma sakın sakın çıkma.!" "Alara Alara bekle Ala...