66.Bölüm

288 15 1
                                    

İyi okumalar...

Düzenlenmiştir.

"Hayır! Gelme! Yapma bunu yapma! İstersen öldür ama bunu yapma!" diye bağırıyordum. Ama nafileydi. Hala üzerime doğru geliyordu. Duvarla sırtım buluşunca anladım ki bunu yapacaktı. Sırıtarak yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

"Hadi ama güzelim korkacak bir şey yok. Hem zaten eninde sonunda benim olacaksın nereye kadar kaçacaksın ki."

"Hayır yaklaşma!" hala üzerime doğru geliyordu. "Hayır gelme! Yaklaşma! Hayır hayır hayır!"

Birinin beni sarstığını fark ettiğimde gözlerimi açtım. Karşımda Berke vardı endişeli bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Neyse ki hepsi rüyaydı. Derin bir nefes aldım.

"İyi misin?"diye sordu. Ses tonunda endişe korku ve hüzün vardı. Başımı hayır anlamında salladım. Rüya olsa bile çok korkmuştum. Hatta rüya olmasına rağmen çok gerçekçiydi. Ağlıyordum. Berke bana sarıldığında hıçkırmaya da başlamıştım artık. 

"Hepsi geçti ben yanındayım. O herif artık bize sana dokunamayacak. Her şey bitti. Çok mutlu olacağız." dediklerinin doğru olduğunu biliyordum ama işte yine de ağlamamı durduramıyordum. Hem belli ki ağlamak bana iyi geliyordu.  "Ağlamanı istemediğimi biliyorsun. Sadece bu seferlik sesimi çıkartmayacağım çünkü ağlarken rahatladığını hissediyorum." dediğinde daha çok sarıldım ona.  

"Teşekkür ederim."dedim. Ağlamıyordum artık. Berke'nin de dediği gibi rahatlamıştım ve iyiydim. Berke dediklerimi duyunca ayrılıp geri çekildi ve bana bakmaya başladı.

"Ne için?"

"Her zaman yanımda olduğun beni sevdiğin dinlediğin bana iyi geldiğin için teşekkür derim."

"Kıyamam sana. Lütfen teşekkür etme. Ben teşekkür edilecek bir şey yapmadım. Ayrıca şunu unutma her şartta ve koşulda senin yanında olacağım." 

"İyi ki varsın."dedim burnumu çekerek.

"Asıl sen iyi ki varsın. Şu halinle bile güzelsin."

"Ne varmış halimde?"

"Gözlerin biraz şişmiş burnun kızarmış saçın biraz dağılmış."

"Ya Berke ciddi olamazsın."deyip hemen aynaya baktım. Dedikleri doğruydu. Hatta saçlarım biraz değil bayağı dağılmış ve kabarmıştı. Hemen ayağa kalkıp odamdaki banyoya girdim.  Berke ise arkamdan gülüyordu. Rezil olmuştum galiba.  Saçlarımı tarayıp at kuyruğu yaptım. Elimi yüzümü yıkadım. Havluyla kuruladıktan sonra dışarı çıktım. Berke sırt üstü uzanmış tavana bakıyordu. Geldiğimi gördü ve doğruldu. Gülümsüyordu. İçten ve sıcacık gülümsüyordu.  Eliye oturmam için işaret etti.Dediğini yapıp oturdum. Ellerimi ellerinin arasına aldı ve gözlerimin içine bakmaya başladı. Öyle derin öyle güzel bakıyordu ki kayboluyordum resmen.

"Bak Alara ben seni her halinle seviyorum ve seveceğim.  Benden utanma. Ciddiyim ne olursa olsun utanma. Hem ben senin kalbine aşık oldum. Tabii ki de görüşünü seviyorum ama çirkin olsan bile bırakmam seni ki bu mümkün değil. Yani çirkin olman ve tabii seni bırakmam. Neyse diyeceğim o ki seni her halinle seveceğim." dediklerinden sonra ona bir kez daha aşık oldum. O güzel kalbine bir kez daha aşık oldum. İkimizde birbirimizin gözlerine bakarken Berke bakışlarını dudaklarıma indirdi. Kendime engel olamayıp bende dudaklarına baktım. Bakışlarım tekrar kusursuz yüzüne kaydı. O ise hala dudaklarıma bakıyordu. Öpmek için yaklaştı. Benimde gözlerim kapanırken birisi kapıyı tıkladı. Ben hemen ayağa kalkıp camın önüne geçerken kendi kendine konuşuyordu. 

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin