Özel Bölüm 2

160 4 0
                                    

Hepinize merhaba🌺
Bu bölüm Gamze ve Kaan'a özel bir olacak. Size sorup danışmıştım ama pek cevap alamadığım için yazmaya karar verdim. Biraz da onların ilişkisi nasıl gidiyor, hayatları nasıl gidiyor bahsetmek istedim.
Neyse çok konuştum. Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar....

Annemin bana seslenmesiyle güzelim uykumdan uyandım. Anne bugün pazar ya! Rahat bıraksan keşke azıcık beni.

"Kızım kalkmadın mı daha?" dedi kapıyı açar açmaz.

"Sana da günaydın anneciğim."

"Günaydın kızım. Hadi kalk kahvaltıyı hazırladım şöyle güzel bir aile kahvaltısı yapalım."

"Anne ciddi misin?" kafasını salladı. "Peki çok sevdiğim kekinden yaptın mı?" sabah sabah kek mi yenir diye sormayın çayla mükemmel gidiyor.

"Yaptım. Eğer az daha oyalırsan sağuyacak."dediğinde hızla kalkıp yanağını öptüm ve odamdaki banyoya girdim.

Ailecek kahvaltı edeceğimiz nadir günlerdendi anlaşılan. Bu yüzden hızla kalmıştım yatağımdan. Ben küçüklükten beri öyle her gün ailemle  birlikte yemek yemedim. Hatta çok nadir. Ben küçükken şirketimizi yeni açtıkları için evde olmazlardı pek. Ben ya anneannemlerde olurdum ya da evde. Evdeysem de komşumuz gelirdi bana bakmaya. İşte bu yüzden hep yalnız yerdim yemeklerimi.

Öyle çok anne, baba sevgisi de görmedim ben. Genellikle onlar işten geldiğinde uyumuş olurdum. Bazen inat eder onlar gelene kadar uyumazdım. Tabii böyle olunca da annemden azar yerdim erken uyumadığım için. Ama onlar bilmiyor ki ben de diğer çocukların aileleri  gibi beni sevsinler, başımı okşasınlar, masal okusunlar, beni kucaklasınlar isterdim. Çoğu kez hissettirmeye çalıştım ama olmadı. Anlamadılar beni ya da anlamak istemediler.

Mesela beni lunaparka götürdükleri, pikniğe götürdükleri ya da daha basit olarak parka götürdükleri sayılı zamanlar vardır. Gittiğim zamanda tadını çıkarmak için her şeyi yapardım. Onlar bankta otursun istemez sürekli yanımda isterdim ve olurlardı da. Çok mutlu olurdum. Oysa sıradan bir şey değil mi bir çocuk için ailesiyle parka gitmek? Benim için değildi işte. Parktan döndüğümüz günün akşamı mutluluktan uyuyamazdım.

Büyüdükçe biraz daha anlasamda onları, ne kırgınlığım geçti ne kızgınlığım. Evet anlıyordum her şey benim içindi ama bir çocuğu büyütmek için bu kadar kendini yıpratmalarına gerek yoktu. Beni kendilerinden mahrum bırakmaya gerek yoktu. Sonuçta aile sevgisini, sıcaklığını hissedecektim. Belki de hırsları gözlerini kör etti. Belki de çalıştıkça daha fazlasını istediler. Bilmiyorum, bilmekte istemiyorum. Hiçbir şey bu kalbimdeki kırgınlığı tamir edemez sonuçta.

Gerçi bunlar onların kötü bir ebeveyn olduklarını göstermez. Evet beni üzdüler ama her şey benim içindi öyle değil mi? Asla onları kötülemek değil niyetim fakat olanlar ortada. Bunlara rağmen bana beni sevdiklerini hissettikleri zamanlar her şeyi unutuyordum ta ki tekrar beni bırakıp şirkete ya da şehir dışına gidene kadar.

Anneannem... O olmasa ne yapardım bilmiyorum. O benim daha çok annem gibiydi. Her zaman yanımdaydı. Onun yeri çok ayrı bende. Zamanımın çoğunu onunla geçirirdim. Onunla alışverişe gider, onunla kafede bir şeyler içer, onunla sohbet eder, onunla dertleşirdim. Ne yaparsam yapayım asla kızmadı bana. Sadece yaptığım şeyin yanlış olduğunu söylerdi. Ah canım anneannem özlemiştim onu. Yakın zamanda onu görsem iyi olacaktı.

Aynaya baktığımda ağladığımı yeni anladım. Göz yaşlarımı silip burnumu çektim. Ağlarken ayrı güzelim. Evet işte duygusallığım buraya kadar. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Pijamalarımı çıkarıp kot pantolon ve beyaz bir tişört giydim. Saçlarımı tarayıp at kuyruğu yaptım. Aslında açık bırakacaktım ama annem asla buna izin vermiyordu yemek yerken. Neyse. Hafif bir makyaj yaptım. Saatimi ve tabii ki tektaşımı taktım. Yatarken çıkarıyordum çünkü deli yatıyorum ve yüzüğüme zarar gelmesinden korkuyordum. Çantama da gerekli malzemelerimi koyduğumda hazırdım. Bu sırada telefonumun çaldığını duydum.

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin