58.Bölüm

424 23 7
                                    

İyi okumalar...

Düzenlenmiştir.

3 hafta sonra

Alara'dan

Yüzüme vuran güneş ışığıyla uykumdan uyandım. Ama gözlerimi bir türlü açmak istemiyordum. Hala uykum vardı. Yorganı biraz daha üstüme çektim ve tekrar uyumaya çalıştım.

Tam uykuya dalıyordum ki telefonum çaldı. Ufladım. Gözlerim kapalı olduğu için komidinin üzerinde ki telefonu elimle yokladım. En sonunda bulduğumda telefonu açtım.

"Efendim."

"Bakıyorum da hala uyuyorsun." ses Berke'ye aitti.

"Evet. Uyandım ama bir türlü kalkasım gelmedi bende uyumaya devam edecektim."

"Uyuyamazsın. Çünkü hazırlanman gerekiyor."

"Neden ya az daha uyuyayım."

"Alara itiraz istemiyorum. Kahvaltı yapma beraber yapacağız. Ben seni yarım saate ararım. Hadi görüşürüz." bir şey dememe fırsat vermeden kapattı. Yine uflayıp yatakta doğruldum.

Eve geldiğim ilk gün Berke ile fotoğraflara bakarken bir şeyler hatırlamıştım. Ondan sonra diğerlerine de baktım ama başka hatırlamamıştım. O günden sonra hergün tekrar tekrar bakmıştım fotoğraflara. Arada az çok birkaç görüntü gözümün önüne gelmişti ama daha tam anlamıyla herşeyi hatırlamıyorum. Berke hergün yanıma geliyor bana bizle alakalı anılarımızı anlatıyordu. Dün ise önce hastaneye gidip alçıdan kurtulmuştum. Bu gerçekten iyi olmuştu. Yine biraz ağrım vardı ama idare ediyordum. Sonra onunla benim tuttuğum üniversitenin yakınındaki evime gitmiştik. O beni oraya götürene kadar orayı bilmiyordum. Eve gittiğimizde beraber terasa çıkmış biraz sohbet etmiştik. Sonrasında Berke bana yemek hazırlamıştı ve beraber film izlerken yemiştik.

Berke'nin beni yarım saat içinde alacağı aklıma gelince düşüncelerimi bir kenera bırakıp yataktan kalktım. Odamın içinde bulunan lavoboya gittim. İşlerimi halledip çıktım. Dolabımı açtığımda ne giyeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Zaten kıyafetlerimin hepsi diğer evde olduğundan burada pek kıyafetim yoktu. En sonunda dolaptan kot şort çıkardım. Biraz daha bakıp onun üstüne beyaz bir tişört çıkardım. Bir çırpıda giyindim. Aynanın karşına geçtim. Saçlarımı tarayıp serbest bıraktım. Rimel sürdüm, dudağıma da parlatıcı sürdüm. Boynuma uzun bir kolye taktım. Hazırdım.

Bu sırada telefonuma mesaj geldi. Ayağa kalkıp elime aldım.

Gönderen Berke : Aşağıdayım. Seni bekliyorum.

Dolaptan lacivert bir çanta çıkarıp içine gerekli malzemeleri koydum ve aşağı indim. Ama ortalıklarda kimse görünmüyordu. Kenarda duran beyaz sporlarımı giydim ve kapıyı açtım.

"Nereye güzel kızım? Bir şeyler atıştırıp öyle çıksaydın." dedi Emine teyze mutfaktan çıkarken.

"Berke aradı onunla kahvaltı yapacağız. Bu arada evdekiler nerede?"

"Annen ve baban şirkette. Abinler ise Emir'i kontrole götürdü. Meriç de hala uyuyor."

"Tamam Emine teyze. Ben çıkıyorum görüşürüz."

"Görüşürüz canım dikkat et kendine." onu başımla onayladım açık kapıdan dışarı çıktım ve kapıyı kapattım. Başımı kaldırdığımda Berke'yi gördüm. Arabaya yaslanmış kollarını önünde bağlamış etrafa bakıyordu. Altında siyah pantolon vardı. Üstüne siyah tişört giymiş onun da üstüne kırmızı oduncu gömleği giymişti. Gömleğin kollarını dirseklerine kadar kıvırmıştı. Çok, çok iyi görünüyordu. Yutkunma isteğimi daha fazla bekletmeyeceğimi anladım ve yutkundum. Berke fazla iyi duruyordu. Bakışları beni bulduğunda gülümsedi. Doğrulup yanıma doğru geldi.

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin