İyi Okumalar...
Düzenlenmiştir.
Ertesi gün
Son olarak masaya çayı koydum. Bugün biraz erken kalmıştım. Masaya bakınca muhteşem bir kahvaltı hazırladığımı fark ettim.Merdivenlerin başına geçip bir anne edasıyla bağırmaya başladım.
"Gamze! Abi! Mert abi!" ben bağırdıktan sonra abimle, Mert abi odalarından çıktı. Ama Gamze'den hala ses yoktu. Sinirlenip yanına gittim. Hala uyuyordu. Hayır bu kadar sese hala nasıl dayanıyorsun anlamıyorum ki! Masadan su dolu bardağı alıp yanına gittim. Yavaş yavaş boşaltmaya başladım ve geri kalanını birden boşalttım.
"Hay ebenin-" ağzını elimle tutup;
"Şışt sakın. Küfür etmek sana hiç yakışmıyor. Kalk hadi yoksa geç kalacaksın. Hızlı ol bu sefer seni beklemem haberin olsun."deyip koşarak çıktım odadan. Çıkmasaydım başıma gelecekleri düşünemiyorum bile...
Uzun bir kahvaltı etmiştik. Evden çıkmak üzereydik. Abimlerin sınavı olduğu için erken çıkmışlardı.
"Alara sen şu etkinlik için kıyafet aldın mı?"
"Ne etkinliği? Hayır unutmuşum. Hemen alıp geleyim bekle iki dakika." koşarak odama gittim. Hemen kot bahçıvan tulumumu ve beyaz bir t-shirt alıp aşağıya indim. Gamze koltukta oturmuş telefonla uğraşıyordu. "Aldım. Hadi çıkalım."
1.dersin yarısındaydık. Birden kapı çalındı. Gelen bir öğrenciydi.
"Hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim. Etkinlik 2. ders başlayacakmış. O zamana kadar herkes hazır olsun dedi müdür."
"Tamam. Teşekkür ederiz."
"İyi dersler hocam." nereden çıkmıştı bu etkinlik işi? Ne gerek vardı yani? Tam anlamıyla saçmalık.
"Okulu biz boyayınca sanki bir şey olacak he."
"Al benden de o kadar."dedi Berke. Sanırım sesli söylemiştim. Neyse.
Soyunma odalarında giyinmiştik ve şuan bahçeye gidiyorduk.
"Sikeyim böyle işi"dedi Berke. İstemsizce kahkaha attım. Hepsi bana baktı. Yağmur,Gamze,Barış,Emre ve Berke. "Ne var ya? Kahkaha atmakta mı suç oldu?"
"Gülecek bir şey göremiyoruz demek ki."dedi Berke.
"Golocok bor şey goromıyoruz domok ko." taklit ettim onu küçük bir tebessüm oluştu yüzünde. Sonra kendi kendime söylenmeye başladım. "Hem sana neyse! İstediğim zaman gülerim. Allah Allah!"
Biz böyle didişirken çoktan bahçeye gelmiştik bile. Çoğu kişi boyamaya başlamıştı. Boş bir yer bulup oraya geçtik. Önümüzde rengarenk boyalar vardı.
"Nasıl bir şey yapacağız biz ya? Aklıma hiç bir şey gelmiyor ki." birazcık düşündüm.
"Buldum. Bu okulda izimizi bırakacağız."
"Nasıl olacak o?"dedi Barış. Hayret konuştu. Şok.
"Ellerimizi boyaya batırıp duvara koyacağız. Düşünsenize renkli renkli el izleri."
"Aslında mantıklı. Ben başlıyorum."dedi Emre.
Kısa süre içinde bir sürü el izi yapmıştık. İşin iyi tarafı çok güzel görünüyorlardı. Bize bunları bitirmemiz için 2 ders vermişlerdi. Şuan sonlarına doğru geliyorduk. Hem çok yorulmuş,hem çok canım sıkılmıştı. Elimi boya kutusuna batırıp etrafıma baktım. En yakın olan Berk'ydi. Hızlıca elimi Berke'nin yanağına bastırdım. Şaşkınca bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Teen Fiction"Bitti buraya kadar bir daha sakın karşıma çıkma.!" "Alara dur bekle bak açıklayabilirim." "Ne saçmalıyorsun sen ya. Yaptığın şeye bak ve bana hala açıklayabilirim diyorsun. Kapa çeneni ve bir daha karşıma sakın sakın çıkma.!" "Alara Alara bekle Ala...