33.Bölüm

836 37 2
                                    

İyi okumalar...

Düzenlenmiştir.

Kapı açıldı. Kalbim yerinden çıkmak üzereydi. Kapıyı tahminimce hizmetli açmıştı. Tedirgin bir şekilde içeri girdim. Karşımda annesi ki ablası gibi duruyor gayet zarif bir kadındı. Aynı Berke gibi kumraldı. Uzun dalgalı saçları omuzlarından aşağı düşmüş kırmızı elbisesi ona oldukça yakışmış sürdüğü parlatıcı ise dudaklarını daha dolgun göstermişti. Babası  ise annesine göre daha yaşlı duruyordu. O ise esmerdi. Uzun boylu yapılı ki zamanında vücut çalıştığına eminim onu olduğundan daha genç gösteriyordu. Gözlerimi gezdirdim. Küçük kız. Berke'nin kardeşi. O abisinin aksine babasına benziyordu. Saçları siyah  beyaz tenli yeşil gözlüydü. Gayet güzel bir kızdı.

"Ellerinizdekileri alayım."

"Yok teşekkürler bunları ben kendim vermek istiyorum. Ama" ceketini çıkarıp onu ve tatlıyı uzattım "Bunları alabilirsiniz."

"Peki efendim." diyerek ayrıldı.

"Hoş geldin Alara. Aslı ben beni hatırlıyorsundur daha önce gelmiştin zaten."

"Hoşbuldum. Evet evet hatırlıyorum sizi."

"Bende Ahmet babasıyım."

"Memnun oldum efendim."

"Bende Cemre." dedi kardeşi yanına eğilip yanaklarında küçük öpücük bıraktım. Aldığım peluş oyuncakları alıp ona verdiğimde minicik yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Yerim seni.

"Al bakalım."

"Teşekkür ederim." dedi ve koşarak annesinin yanına gitti. Berke yanıma yaklaşıp sarılıyordu ki

"Anne ve baban bize bakıyor hadi içeri geçelim." diye fısıldadım.

"Peki peki." diyerek uzaklaştı.

"Ayakta kaldın hadi şöyle oturalım." başımla onaylayıp koltuğa geçtim. Heyecanım biraz olsun yatışmıştı.

"Yemeğe geçelim mi?" diye sordu babası bir kaç dakika sonra.

"Olur ama önce size küçük birer hediye aldım onları vermek istiyorum."

"Ne gerek vardı canım hediyeye?" diye sordu annesi.

"Olur mu öyle şey içimden geldi." poşetin içinden küçük kutuyu uzattım annesine; "Bu sizin için." kutuyu açtı ve;

"Bu çok zarif ve güzel çok teşekkür ederim."

"Rica ederim." diğer kutuyu çıkarıp babasına uzattım.

"Bu da sizin için."

"Çok teşekkürler kızım zahmet etmişsin." bana kızım dedi bu  iyiye işaret sanırım.

"Ne zahmeti." diğer kutuyu da Berke'ye uzattım zaten yanımda oturuyordu. Açtı yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Yaklaştı ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Teşekkür etmişti aslında. Babası öksürüp

"Buyrun yemeğe!" diye seslendi. Al işte utandım. Şimdi kızaracaktım. Domatese dönmek istemediğim için;

"İzninizle ben lavaboya gidip geliyorum." beni başlarıyla onayladılar. Hızla lavaboya gittim. Daha önce geldiğim için yerini biliyordum. Musluğu açıp yüzümü yıkadım su biraz iyi geldi. Rahatladım. Yüzümü sileceğim sırada Berke geldi.

"Ne oldu öyle kaçar gibi geldin buraya?"

"Yani sen öyle ailenin yanında şey yapınca şey oldu. Yani nasıl desem şey-" iyice bana yaklaştı ve;

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin