İyi okumalar...
Düzenlenmiştir.
Gözlerime vuran ışıkla uyandım. Gözlerimi ovuştururken aynı zamanda esnedim. Gözlerimi açtığımda Berke ile tam anlamıyla dipdibeydik. Bu kadar yakın olmamız kalbimin ritmini hızlandırıyordu. Mümkün olduğunca hafızama kazımaya çalıştım yüzünün her zerresini. Dağılmış saçlarını çok belli olmayan kirpiklerini yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarını ve büzülen dudaklarını. Derin bir iç çektim. Alnını öpüp kalktım. Yavaş olmaya dikkat ederek çıktım odadan. Banyoda işlerimi halletikten sonra masanın üzerinde duran telefonumu aldım.
Gönderilen Abim: Nasılsınız? Bir sıkıntı yok değil mi? Bir şey lazım mı?
Peş peşe gönderdiğim mesajlardan sonra abim hemen cevap verdi.
Gönderen Abim: Sakin ol. Merak etme iyiyiz. Bir şey lazım değil
Bir kaç mesaj daha atıp telefonu tekrar masaya bıraktım. Mutfağa geçerken aynı zamanda da saçımı topladım. Önce çay suyu koydum daha sonra gerekli malzemeleri dolaptan çıkardım.
Yaklaşık bir saat içinde muhteşem bir masa hazırlamıştım. Kahvaltılıklar domates salatalık pankek omlet daha neler neler. Her şey hazırdı. Hızla merdivenlerden aşağı indim. Berke'yi uyandırmam lazım. Odaya girdiğimde ne zaman çıkardığını bilmediğim tişörtü ayağıma takıldı. Berke'ye baktığımda bütün yastığı sahiplenmiş şekilde yüz üstü yatıyordu. Kasları resmen ben buradayım diyordu. Yutkundum kafamı iki yana salladım ve yatağa oturdum. Saçımı alıp yüzüne değidirdim. Huylandığını belli eden mırıltılar çıkarıyordu. Gülüp devam ettim. Birden ne olduğunu anlamadan Berke beni yastığa yatırdı iki kolunu kafamın her iki yanına koydu. Suratına baktığımda gülüyordu.
"Şey ben kahvaltı hazır onun için uyandırdım seni."
"Hım öyle mi uyandırılır insan." dedi ve yaklaşmaya başladı. Hemen kolunun altından sıyrılıp ayağa kalktım. Şaşırmış şekilde bana bakıyordu.
"Ya Berke bey öyle değil böyle şaşırtırlar. Hadi yüzünü yıka gel. Çayları koyuyorum ben. Bu arada kahvaltıyı terasa hazırladım." bir şey demesine fırsat vermeden çıktım.
Çayları koyup oturduğumda Berke ise yeni gelmişti. Üzerinden yine tişört yoktu ve bu beni artık gittikçe zorluyordu. Yine yutkundum. Adam resmen yememiş içmemiş kas yapmış yahu!
"Sen her zaman böyle bakacaksan ben hiç giymem tişört falan."
"Ne nasıl bakıyormuşum? Hiç de bile bakmıyorum." al işte saçmalamaya başladım. "Hem sen üstüne bir şey giysene. Üşürürsün." he zaten dışarda kar yağıyor.
"Yok ya sıcak zaten üşümem. Neler hazırlamışsın böyle. Valla ileride hiç aç kalmam. Hamarat sevgilim benim."
"E yani yaptık bir şeyler. Hadi otur soğutma. Hem daha hastaneye gideceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Ficțiune adolescenți"Bitti buraya kadar bir daha sakın karşıma çıkma.!" "Alara dur bekle bak açıklayabilirim." "Ne saçmalıyorsun sen ya. Yaptığın şeye bak ve bana hala açıklayabilirim diyorsun. Kapa çeneni ve bir daha karşıma sakın sakın çıkma.!" "Alara Alara bekle Ala...