Mülti: Burak
Düzenlenmiştir.
İyi okumalar......
"Şu topu düzgün at Gamze ya!"diye bağırdım. Piknik alanında bulunan voleybol sahasına gelmiştik. Erkeklere kızlar oynuyorduk.
"Anladık sen iyi oynuyorsun da kusura bakma ben o kadar iyi oynayamıyorum. İdare et bi zahmet!"
"Düzgün vursan yeter be."dedi Yağmur. Bir yandan da oyun oynuyorduk.
"He şunlara bak birlik olmuşlar bana saldırıyorlar. Oynamayacağım ben ya."
"Tamam gel gel şaka yaptık. Ben karşıya geçmek istiyorum. Kaan yer değiştirelim mi?"çöpçatanlık time!:) Gamze birden öksürmeye başladı. Yağmur hemen sırtına vurmaya başladı. Aynı zamanda 'Helal!' diye bağırıyordu. En sonunda kendine gelip;
"Yeter Yağmur be ciğerimi söktün. Hadi oynamaya devam edelim." o sırada Kaan ile yer değiştirdik. Gamze ağzını oynatarak; 'görüşücez senle!' diyordu. Ona dil çıkarıp Berke'ye döndüm.
"Şimdi kaldır." topu kaldırdı ve smaç bastım. Her şey aniden gerçekleşti. Benim smaç basmam topun sert bir şekilde Gamze'nin tam ağzının ortasına yapışması. Bir anda kahkaha atmaya başladım.Surat ifadesini görmeniz lazımdı. Ben dışında herkes Gamze'nin yanına koştu. Kaan Gamze'ye yaklaşıp;
"İyi misin?"diye sordu. Gamze biraz duraksadı ama bozuntuya vermedi.
"İyiyim iyiyim."deyip kahkaha atmaya başladı. Kaan şaşırmıştı.
"İyi olduğuna emin misin sen?"dedi. Herkes onun bu haline gülmeye başladı.
"Aferin Alara iki gram beyni vardı o da yok oldu sayende."dedi Yağmur. Onu takmadım. Bana ne ya kaçsaydı geriye.
"Kaan alış istersen. Ne darbe alırsa alsın en fazla 10 saniye sonra güler. O 10 saniyede olanları idrak ediyor." deyip kahkahayı bastım. Herkes bana deliymişim gibi bakıyordu. Ne var ya komik?! Biz böyle kendi aramız da eğlenirken bizim yaşlarımızda bir grup geldi.
"Maç yapmaya ne dersiniz?"yakışıklı bir çocuk. Tövbe tövbe neler diyordum öyle? Berke'yi aldatıyormuş gibi hissediyorum o da ayrı. Hepimiz birbirimize bakıp onayladık. Herkes yerlerini almaya başladı. Berke yanıma yaklaşıp;
"Eğer o çocuklardan birine bakarsan ya da konuşursan artık neler olur bilemiyorum."
"Bu bir tehdit mi?"
"Ne anladıysan."
"Yalnız o öyle olmaz aynı şeyler senin içinde geçerli. Hele bi bak hele bi konuş seni 49 yerinden bıçaklar baktığın gözlerini oyar etlerini lime lime eder..."
"Şış gerisini duymak istemiyorum."dedi ağzımı kapatıp. Elini ısırdım. "Ahh Alara ne yapıyorsun ya? Canın et istediyse söyle getireyim."
"Ne konuştun. Hadi başlayalım." herkes bizim bu halimizi tebessümle izliyordu.
Uzun süredir oynuyorduk. İlk turu onlar kazanmıştı. Bir havalar görmeniz lazım. Hadi fark olsa neyse 24'e 26 yenmişlerdi. Sonra ikinci turu biz kazanmıştık. 25'e 17'ti. Şimdi ise bir sayıya ihtiyacımız vardı. Berke'ye bakıp kaldırmasını işaret ettim. Kaldırdı ve smaç bastım. Ve sayı bizde. Ben sevinçten bağırırken Berke beni kucağına alıp döndürüyordu.
"Berke yeter başım döndü." dönmeyi bıraktı. Hala kucağındaydım.
"Aferin benim sevgilime nasıl da güzel oynarmıış."diye fısıldadı kulağıma. Daha fazla yaklaşmaya başladı. Yapma Berke bu benim için sağlıklı değil. Tam öpmeye kalkışıyordu ki

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Novela Juvenil"Bitti buraya kadar bir daha sakın karşıma çıkma.!" "Alara dur bekle bak açıklayabilirim." "Ne saçmalıyorsun sen ya. Yaptığın şeye bak ve bana hala açıklayabilirim diyorsun. Kapa çeneni ve bir daha karşıma sakın sakın çıkma.!" "Alara Alara bekle Ala...