"Hiç bir savaş kaçarak kazanılmaz."
+ "Bazı savaşların da bir kazananı olmaz."
"Gidersen kazanan olup olmadığını hiç bir zaman bilemezsin."
+"Bazı yenilgiler baştan bellidir,öyle zamanlarda çözüm sadece gitmekten ibarettir."
(Kendi Eserim)
Bölüm Şarkıları,
Leyla the Band - yokluğunda
Şebnem Ferah - hoşçakal
Mor ve ötesi - bir derdim varUzun bir part oldu,sindire sindire okuyunuz. Keyifli Okumalar!
**
Hepsi aynı yerde,sessizce bekliyordu. Buraya gelmek çok zor olmuştu,Oğulcan'ın haykırışları diğerlerinin acılarına karışmıştı. Asiye daha uyanmamıştı ama doktorların söylediklerine göre ikisi de sürekli birbirinin ismini sayıklamıştı. İsmini sayıklayıp durduğu kızın artık olmadığını Ömer kardeşine nasıl anlatacaktı? Cesareti var mıydı? Oğulcan kendini suçluyor muydu şimdi? Kardeşi onun için kendini feda etmişti. Şüphesiz o da aynı şeyi yapardı ama kaybetmenin acısının bir tarifi yoktu. Berk onlar güçlükle ayakta dururken,yere çökmüştü. Gözleri bomboştu,ruh gibiydi. Hava sıcaktı ama buz gibi soğuktu bedeni. Buz gibi soğuk olan bedenine inat,cayır cayır yanıyordu kalbi. Neydi bu hayat yokluğunun,boşluğunun nedeni? Oysa genç kız yanındayken nasıl da ışıl ışıl parlıyordu gözleri. Aybike ona bakmasa bile,her gülümseyişinde çıkan gamzelerine hayranlıkla bakardı hep. Sonra bakışlarını kaçırırdı. Onunla uğraşmak,kızdırmak bile gününü güzelleştirirdi. Ağız ucuyla gülüp,ona yüz vermemesine,trip atmasına,azarlamalarına bile gülerek bakmak isterdi. Bomboş olan hayatını tek başına doldururken,onda koyu olan her bir rengi renklendirmişti. Ruhu neden siyahtı şimdi? Neden her bir zerresi acı çekiyordu,kapıda yazan 'morg' kelimesine bakarken? Hayatın gerçek anlamını,her zerresine kadar yaşayan kız,yaşatan kız bunların hepsini alıp bir anda gitmiş miydi gerçekten?Kapı açıldığında Ömer kızarık gözlerini kuzenine çevirdi. Oğulcan da ruh gibi çıktığında düşmemek için elini duvara yasladı,yaşadıklarını kaldırmak çok zordu. İyice güçsüzleşen bedeniyle eli de duvardan kayarken Ömer onu zorlukla tuttu,onun da çok farkı yoktu ki. Kim ne derse desin,ailesi kim olursa olsun Asiye de Aybike de kız kardeşiydi. Asiye'yi kaybetmiş gibi acı çekiyordu şimdi. Hayatlarının büyük bir parçası onları terk etmiş de, onlar kocaman bir boşluğun içine düşmüştü sanki.
"Oha kızım,oha! Azıcık uğraşalım dedik,fen kitabı mı fırlatılır insan kafasına?"
"Yemin ederim bu kız benim kardeşim olamaz Ömer. Valla manyak bu. Kafamızı kırıyordun gerizekalı sister!"
"Az bile yaptım! Hiç bir şey olmaz sizin bu kalın kafanıza,merak etmeyin! Bir dahakine de kafalarınızı birbirine tokuştururum ona göre!"
İkisi dudaklarını birbirine bastırıp gülmemek için kendilerini sıkarken,Asiye kahkaha atmıştı. Aybike kuzeninin gülüşünü görür görmez sinirini atmıştı ve o da gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
Teen Fiction'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...