Bir suç mahallinde bir katile aşık olmuştum, gelişi hem hayat veriyor hem de öldürüyordu.
(Kendi Eserim)
Bölüm Şarkıları,
Kahraman Deniz - garezi var
Şebnem Ferah - çakıl taşlarıKeyifli Okumalar! Bölümü bitirdiğim yer için çok sövmeyiniz. Ya da sövün canım,sizden kıymetli mi? Osjisjsajja
**
Nihayet okuldan çıkmış olmanın rahatlığını taşıyarak ceketini çıkardı ve kravatını belli bir yere kadar gevşeterek yürümeye başladı Berk. Bir yandan da etrafına bakınıyordu,bugün deyim yerindeyse genç kızı hiç görmemişti. Aynı sınıfta bile özlüyordu Aybike'yi ama bugün hayalet gibiydi. Bahçe çıkış kapısına doğru gördü kızı,bakışlarına bir parlaklık peyda olurken onu incelemeye başladı. Yanında kimse yoktu ama bakışları yüzüne tırmandığında ifadesindeki gerginliği ve korkuyu fark etti. Kaşları çatılı bir şekilde yanına adımlarken kızın telefonu çalmıştı. Konuşurken kasılmasını adım adım izledi Berk. Vücut dili korktuğunu haykırsa da, yumruğunu sıkarak konuşması bunu sakladığına işaretti. Onu ne bu kadar korkutmuş olabilirdi? Berk o an kızın kalbindeki bütün korkuları kendine yüklemek istedi.Sertçe yutkunurken kıza iyice yaklaşmıştı. Karşıdan hızla gelen arabayı fark etmeden hemen önce kızın 'sizden korkmuyorum,elinizden geleni ardınıza koymayın' dediğini duymuştu sadece. Sadece saniyeleri vardı,insan saniyelerle yarışır mıydı? Hızla gelen araba yönünü bulmuş gibi Aybike'nin üzerine doğru ilerliyordu. Koşarak ve son anda yetişerek kızı omuzlarından tutup kendine çekti. Ardından bir küfür savurdu.
"Araba kullanmayı bilmiyor musun hayvan herif!" diye kükredi,o an korkusundan parçaları birleştirmeyi akıl edememişti. Hala kızı tutuyordu,ona baktığında ne kadar yakın olduklarını fark etti,aynı zamanda yüzünün bembeyaz oluşu da gözünden kaçmadı.
"İyi misin? Ha? Ben mi canını yaktım?" dedi telaşla,Aybike donmuş gibi ona bakarken hafiften ellerini omuzlarında gezdirdi,sonra ellerini kontrol etti fazla sıkmaktan kızarmıştı. Baş parmaklarıyla oraları hafifçe sevdikten sonra tekrar gözlerine baktı. Yüzünü avuçlarken kendisinin bile fark etmediği soruyu bilmem kaçıncı kez tekrarladı.
"İyi misin?"
Onu şaşırtan Aybike'nin tepkisi olmuştu. Derin bir soluğu ciğerlerine hapsedip çocuğun ellerini ittirdi.
"Git."
"Aybike ne diyorsun? Kiminle konuşuyordun,seni kim korkutuyor? Biri sana bir şey mi yaptı yoksa?" Son cümleyi kasılarak sormuştu,şu hali dahi onu yangınlara iterken alevlerin onu daha çok sarmasına ne kadar hazırdı? O da bilmiyordu. Aybike ise aniden parlayan öfkesiyle sesini yükseltti.
"Sana ne ya?! Sen kimsin? Git diyorum!"
Onun bu konunun dışında kalmasını istiyordu,daha kendisi kabullenemezken genç adamı bunların içine sürüklemek istemiyordu. Üstelik her şey bu kadar yakınlarında dönüyorken. Berk ise bundan hiç etkilenmemiş gibiydi,onu her ne korkutuyorsa kimsenin buna bulaşmasını istemediği belliydi. Bir nevi onu koruyordu yani. Endişesini saklamaya çalışarak onun omuzlarını tekrar kavradı.
"Bak,sorun neyse birlikte çözebiliriz tamam mı? Korkmana gerek yok,ben yanındayım."
Ben de bundan korkuyorum ya zaten. Senin de zarar görmenden.
Geri çekilmek istese de omuzlarını sıkan eller buna izin vermedi. Canını acıtmıyordu ama gitmesine de izin vermiyordu. Amacını anlamıştı çünkü. Tam o anda Aybike'nin korkuyla büyüyen ela gözlerine takıldı bakışları. Tam bir şey söyleyecekti ki,ensesine vurulan sopayla gözleri karardı ve aniden kızın omuzlarındaki eller çekildi. Aybike'nin saniyelik gözleri dolarken burnuna bastırılan bezle onun da gözleri kapanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
Teen Fiction'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...