Enkaz Altında Kalmak -düzenlenmiş haliyle-

796 42 76
                                    

Yüreğini hapseden karanlıkları, hangi türden bir güneşin aydınlatabileceğini bilmiyordu.

(Jean Kristophe Grange - kızıl nehirler)

Bölüm Şarkıları,

Tesher - jalebi baby (ilk sahne, Aybike & Ömer)
Ayna - ölünce sevemezsem seni
Pera - seni kaybettiğimde
Seksendört - hangimiz

**
Piknik Sabahı,Asiye, Oğulcan ve Şengül evden çıktıktan sonra

Ömer neşeyle arabanın anahtarını kapıp dışarı çıktı ve gördüğü manzara karşısında güldü. Aybike kaputun üstüne oturup bağdaş kurmuştu, karşıya bakıyordu. Kulaklıklar kulağındaydı,hafif bir müzik sesi yükselirken kendini ritme kaptırmış olan Aybike yanağına kondurulan öpücükle yerinden sıçradı. Bunun olacağını bekleyen Ömer boşta olan elini yana uzatmış, dengesini kaybeden kızın düşmesini engellemişti.

"Ne yapıyorsun ya, ödüm koptu!"

"Neyse ki kahramanın buradaydı," derken Aybike de gülmüştü. O inerken Ömer hafifçe, birkaç kere kaputa vurdu.

"İyi ki yengemden gizlice izin almışım ha. Var ya, Oğulcan kıskançlıktan delirecek,net."

"Şimdi de dramatik bir şekilde,'bunu bana nasıl yaparsın mother'ım' ayarları çekiyordur."

Ömer kahkaha attı. "Yengem bir tane vurmuştur kafasına, havası sönmüş durumdadır merak etme sen."

Aybike de gülerken arabaya bindi.

"Kemerini tak, uçuşa geçiyoruz."

Genç kız oturduğu yerde biraz daha yayıldı ve camı açarak elini dışarıya çıkarıp teninde rüzgarı hissetmeyi amaçladı,o esnada Ömer de kemerini takarak arabayı çalıştırmıştı. Göz ucuyla kuzenine bakıp kaşlarını çattı.

"Kızım,taksana kemerini."

"Off o zaman yayılamıyorum böyle arabada,annem gibi başlama sen de."

"İyi,tamam kızma benim yer fıstığım."

Aybike yalancı bir sinirle ona uzun zamandır çocukluk lakabıyla seslenmeyen kuzenine bakıp kaşlarını çattı.

"Bana bir daha yer fıstığı dersen..."

"Araba kullanıyorum ben,vallahi öbür tarafı boylarız ikimiz de. Demedim bir şey,tamam."

Aybike sahte sinirini bir kenara bırakıp kahkaha attı,Ömer de ona uyup gülerken sağa yöneldi. Geride evin önünde ve sokakta atılan kahkahaları kaldı. Bir süre oralar oldukça sessiz olacaktı,ikisi de bunu bilmiyordu.

Şimdiki Zaman

Bazı zamanlar insanlara sadece zarar verirdi. Yaşarlardı, hissederlerdi ama içlerine kök salan acı bazen zamanla bile geçmez,her hatırladıklarında kurşun saplardı vücutlarına. Ve her defasında sanki yeni vurulmuş da,üzerine darbe yemiş gibi hissettirirdi.

O günün öyle bir gün olacağını bilmeden yaptıkları piknik tarzı etkinlikte etrafını inceliyordu Berk. Harika garsonluk yapan Şengül hanımla alaycı bir üslupla konuşurken, yanına gidip onu sertçe uyaran Asiye'yi ve hemen ardından ona tersçe bakan Oğulcan'ı fark etti. Ama kadroda eksik vardı. Ömer ve Aybike yoktu. Aybike küçücük bedeniyle belki kaybolabilirdi bu kalabalıkta ama Ömer? Sanki gerçekten kaybolmuşlar gibi yeniden etrafına bakındı Berk. Omzuna dokunan elle arkasını dönüp o elin sahibine baktı. Doruk'tu.

La Douleur ExquiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin