'Yollar hep bir yere varır; mesele hangi yoldan gideceğinize karar vermektir.'
(Deja Vu, John Hart)
Bölüm Şarkıları,
Franz Ferdinand - take me out
Manéskin - I wanna be your slave**
Gecenin bu kadar ani değişmesi insanı bazen korkutuyor,evet. Ama illa o gecenin ardından sabaha varıyor her şey. Peki,sabah olmasına rağmen her şey karmakarışık olursa? Gece gündüze karışırsa? Güneş ayla yerini değiştirirse neler olur? Her şeyin tersine dönmesini ister bazen insan. Zaman dursun,o an yaşanmasın, yaşandıysa geriye gidilsin,geceyse sabah olsun ki gün ışığı kalbine umut serpiştirsin,gündüz ise gece olsun,rahat rahat gözyaşları dökebilsin,kimse görmeden. Çaresizce bir yere hapsolmak ama asla çıkamamak gibi bir şey bu labirent. Yağmur yağar,güneş gizlenir,bulutlar gökyüzünde süslenir. Gece olur yıldızlar parlar,zaman geçer,bir yerlerde müzik çalar,bir yerlerde bir beden son nefesini üfler,bir yerlerde başka bir ruh canlanır. Gece dakika dakika ilerliyor,gecenin rahatsız edici sessizliğini bölen tek şey...Damla damla akan kanlar. Geçmişle karışan iki ruh. Sanki iki ceset yan yana gelmiş de, kokuları evi sarmış gibi. Yanık kokusu. Görünmeyen ama evi is kokusuna boğan bir yangın var sanki. Tolga'nın bileği hafifçe titriyor,nabzı yavaşlarken, kanın akışı da yavaşlıyor. Berk'in kalp atışı hızla artarken,tüm bedeni iki saniyelik de olsa titriyor. Gece bitiyor,sabah oluyor.
Polisler Kadir'i alıyor,başka bir ekip evi basıyor. Baygın adamlar hastaneye götürülürken, sonrasının ne olacağını hiç kimse kestiremiyor. Geçmişte feda edilen kim varsa,bunun bedeli hepsine ödetiliyor. Peki ya sonrası?
🌑
Yapılan araştırmalar sonucunda,evin Akif Atakul'a ait olduğu tespit edilse de,kameralarda hiç bir şekilde görünmüyor. Onun yerine birkaç tane liseli gencin görüntüsü ele geçiriliyor. Baygın ikili dışında evin içinde çoğunluğu Oğulcan Eren'e ait olmakla birlikte, Ömer Eren, Doruk Atakul'a ait parmak izleri belirleniyor.
"Oğlunuz suça karışmış götürmek zorundayız hanımefendi,lütfen zorluk çıkarmayın."
"Ya ben bir şey yapmadım diyorum,duymuyor musunuz beni ya siz?! Mother'ım ne diyor bunlar?"
"Yazlık evde en çok senin parmak izlerin bulundu delikanlı,şimdi bizimle gelmek zorundasın."
Yazlık ev kelimelerini duyan Oğulcan'ın beti benzi atıyor. Bembeyaz kesiliyor,bu durumun onun başına bela olabileceği zerre aklına gelmiyor çünkü. İki polis de yan taraftan Ömer'i alırken,ikili ailelerin suratına bakamıyor. Aybike itiraz ederek ikisinin arkasından gelirken,Şengül Orhan'ı sakinleştirmeye çalışıyor. Asiye kardeşi korkmasın diye yanında duruyor ama o da çok farklı değil. Doruk da annesinin tüm itirazlarına rağmen,evden çıkarılıyor,ev sahibi olması dolayısıyla da babası da.
Hepsi aynı anda sorguya alınırken,baygın ikili nihayet onların da alınmasından saatler sonra hastanede gözlerini açıyor.
TOLGA
Off! Başım... Kesinlikle başım çatlıyor ve beynimde pireler gibi dolaşan binbir türlü kelime dönüyor. Hepsi birbirinin üstüne devrilip düşüyor sanki,tanımlayamıyorum. Hafıza kaybı yaşamış gibi hissediyorum. Tuhaf.
Elimi kafama götürüyorum, saçlarımı gelişigüzel karıştırırken doğrulmaya çalışıyorum ama olmuyor. Hareket etme yetimi kaybetmiş gibiyim. Soluğumu üflüyorum havaya ama sanki bir laneti içimde taşıyormuş gibi aldığım ve verdiğim nefesin bile cansız bir şekilde havada süzülmesini izliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
Teen Fiction'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...