"En güzel yolum sendin ve ben o yolun sokaklarında kayboldum. Sonra beni sen buldun."
(Kendi Eserim)
Bölüm Şarkıları,
Kahraman Deniz - ben yola gelmem
Sena Şener - her an gidebilirim
Kenan Doğulu - kurşun adres sormaz kiÖnemli not; bu bölüm 17:00'da atılmış olup,hemen ardından, yaklaşık 5 dakika sonrası yeni bir AyBer kurgusu yayınlanacaktır,bilginize. Panoya minnak bir tanıtım bıraktım ama devamı var ve yetişemeyen profilimden ulaşabilir, hepinizi bekliyorum bebeklerim. Kurgu adı; TROUVAİLLE ✍️
İyi ki doğdun bebiş! thesmokestacks
🥂
herkesin doğum gününü bu paragrafa alayım lütfen 🌺🧡
**
7 Saat Önce, Aybike ve Berk bayıldıktan sonra"Kızı götürün."
Gelen net sesle adamlar genç kızı kucaklayıp odadan çıkarmıştı,Akif Atakul yavaş adımlarla yanından götürülen kıza baktı ve tek kaşı kalkık bir şekilde içeri girdi. Arkasından da cezasını keseceği adamını getiriyorlardı. Daha doğrusu,iki adamdan birini. İki adamı da Erhan'ın başına dikmişti ama Erhan buna rağmen uyanarak gizliden polise ifade vermişti. Adamları alt etmişti yani. Polise adının verilmesi de sorun değildi,çünkü görüntülerin kimde olduğunu biliyordu artık. Tıpkı annesini korkuttuğu gibi,kızı da korkutup görüntüleri alabilirdi. Ki görünüşe göre oldukça korkmuş haldeydi. Uyuyan gencin yanına diktiler adamı,korkuyla bir şeyler açıklamaya çalışıyordu ama onu dinlemeden silahını çıkarıp tetiği çekmiş,üstelik işini şansa da bırakmamıştı. Adamın alnından giren kurşun başından çıkınca beyni geriye doğru patlamış,kanlar duvara sıçramıştı. Uyuyan çocuk kuvvetli bir ilacın etkisinde olduğu için duymamıştı bile. Silahın namlusunu sola doğru sallayarak konuştu.
"Götürün şunu ama kanları temizlemeyin. Biraz korku iyidir..." dedi keyifle. Ardından kafası kapalı çocuğa baktı.
Uzun boylu,kafasını örttükleri gence bakarken kim olduğunu çözmeye çalıştı,eğlenceli bir oyun oynar gibi. Oğulcan? Hayır,bu kadar uzun bir çocuk değildi o. Ömer? Yüksek ihtimaldi,Kadir zaten hapisteydi ama... Bu çocuk Ömer'den birkaç santim uzun görünüyordu. Gülerek işaret etti. İki saat önceye kadar canı çok sıkkındı ama şimdi eğlenecek meşgale bulmuştu kendisine,bu oldukça komikti. Her şeyden sıyrılmak ve milleti ayakta uyutmak ona aşırı keyifli geliyordu."Açın şunun kafasını."
Ama çocuğun yüzü açıldığı anda yüzündeki gülümseme yerle bir oluverdi. Berk'ti bu... Babasından onun dahi çekindiği, başı beladan doğru düzgün kurtulmayan, oğlunun çocukluk arkadaşı Berk... Ne alakaydı? İki elini de şaşkınca ona doğru uzattı.
"Lan..." Hemen ardından okkalı bir küfür kaçtı dudaklarından. "Berk'in burada ne işi var?!"
"Abi sen kızın yanındaki çocuğu da getirin dedin?" dedi adam şaşkınca. Silahın kabzasını hafifçe,birkaç kere kafasına vurdu çözüm yolu arar gibi. Evet aynen öyle söylemişti ama Aybike'nin yanındaki çocuğun Berk olma ihtimali onun için son ihtimal bile değildi ki...
Kızı izletiyordu,onunla konuşurken korktuğunu fark etmiş,halledeceğini düşünmüştü. Ardından adamları yanına bir çocuğun gelip ona sorular sorduğunu söyleyince,söyleme ihtimalini es geçmemiş,risk almadan ikisini de getirmelerini söylemişti. Peki söylemiş olabilir miydi? Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı. Aklına gelen şeyle gözleri parladı. Küçük bir kağıt çıkardı ama yazacağı not hem onu andıran bir şey olmamalı,hem de yazısını tanımaması adına başka biri yazmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
Teen Fiction'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...