Adam kusursuzdu ve kadına olan aşkı tek kusuruydu. Bir kusur, nasıl bu kadar kusursuz olabilirdi ki?
(Kendi Eserim)
Bölüm Şarkıları,
Kahraman Deniz - böyle sever
Mabel Matiz - sarmaşık
Sia & Zayn Malik - dusk till dawn
Audiomachine - an unfinished love (fon müziği)
**Genç kadın sürekli parmaklarıyla oynuyordu,gergin gibiydi. Başını öne eğmiş toplantının ya da ödül almak mı her ne oluyorsa hemen bitmesini istiyordu, yaşadığı şok çok büyüktü, karşısındaki adama bakamıyordu. Berk ise bakışlarını kadının üzerinden ayırmıyor,gerçekçi bir tepki vermesini bekliyordu. Nihayet toplantı ve ödül dağıtma bittiğinde Ömer derin bir nefes vererek ayaklandı, Oğulcan ve Kadir tepkisizce evrakları toparlıyordu. Aybike de ayağa kalkıp kapıya yöneleceği esnada arkasından gelen sesle şaşkınca kafasını çevirdi.
"Seni ben bırakabilir miyim? Konuşmak istiyorum."
Diğerleri birbirine bakarken,Doruk da aynı teklifi Asiye'ye sunmuştu. Kızlar fikir arar gibi bakınca Kadir Asiye'ye,Ömer de Aybike'ye omuz silkmişti 'sen bilirsin' der gibi. Ani bir kararla ikisi de kabul ettiğinde derin bir nefes veren dörtlü ard arda çıkmıştı.
🌸
Arabaya yavaşça bindiğinde suskundu. Adama yandan bir bakış atıp kemerini taktığında,hızlıca atan kalbini susturmak adına derin birkaç nefes alıp vermişti. Bu kez ikisi de beyaz tonlarında giyinmişti, en az siyah kadar bu rengin de ona yakıştığını düşündü. Berk ise kadına hiç bakmadan arabayı çalıştırdı,çünkü onda aniden oluşan kadını koruma isteğini anlayamıyordu. Mesleğinden dolayı değildi,bu tam olarak kadınla alakalıydı. Oysa aynı mesleğe sahip değiller miydi? Arabayı yavaş ve dikkatli bir şekilde park yerinden çıkarırken göz ucuyla kadına baktı. Rahatsızca montunun kenarını çekiştiriyordu. Göz göze gelmekten kaçıyor gibiydi,aynı kendisi gibi. Derin bir nefes vererek konuştu. Bir korkak gibi kaçacak değildi.
"Hep böyle sessiz değilsin diye biliyorum."
Aniden gelen soruyla düşüncelerinden kaçıp,kendini attığı sessiz sığınaktan çıktı ve hafifçe irkildi.
"Yok," derken sesi pürüzlü çıkmıştı. Aslında korkak bir kadın değildi ama yaşadıkları,kaç yıldır kalbinde taşıdığı yükler ve son olanlar onu sessizliğe sürüklemişti.
"Aslında çok konuşurum," diye böldü kısa sessizliği. "Biliyorsun." demeyi de ihmal etmeyince, Berk tebessüm etti.
"Buradan bakınca öyle görünmüyor."
"Seninle ne konuşabilirim ki?"
Bi an yüzündeki ifade dondu ama Aybike haklıydı. Yıllarca didişmiş, birbirlerine düşmandan beter davranmışlardı. Hep bir rekabet içinde, rekabeti nefretle harmanlayıp yılları geçirmişlerdi. Yine de şakaya vurdu.
"Doğru. Ne sen görevlerini anlatabilirsin,ne de ben. Etik olmaz."
Aybike de adamın konuyu değiştirme çabasına güldü. Gülüşüyle adamın dikkatini çekmişti. Güzel bir kadındı, çok güzel. Saçlarını süsleyen tokaları yoktu bi kere,doğaldı. Gözleri yeşile yakın ela,ağaçlarla kaplı bir ormana bakmak gibiydi. Ve gülüşü gerçekten güzeldi. Sanki daha önce hiç yakından bakmamış gibi, yüzünde takılı kaldı birkaç saniye. Düşünceleri arkasında farı yanıp sönen arabayı görünce dağıldı. Takip ediliyordu. Gazı köklediğinde Aybike ani hamleyle arkasına yaslandı ve kaşları çatılan adama baktı. Bu gece bitmeyecek gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
Teen Fiction'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...