Birine yandım,o kül oldu. Sonra yangınını rüzgarıyla bana savurdu,ben kül oldum. Küller birbirine karışmaz mıydı? Biz neden ayrı yönlere savrulduk?
(Kendi Eserim)
Bölüm Şarkıları,
Gri - korkak
Sezen Aksu - affetKeyifli Okumalar!
Berk Özkaya
Korkunç bir baş ağrısı ve tutulmuş vücuduma küfrederek güne başladım.
"Bok mu vardı bu kadar içecek?" dedim sinirle inleyerek. Evet,yine olsa yine yapardım çünkü kendime öfkeliydim. Etrafımdaki şişe yığınına baktım bıkkınca. Kafamı ağaca yaslayarak gözlerimi yumdum. Hastanelik olmadığıma şükretmeliydim.
Sonra gördüğüm rüya geldi aklıma. İstemsizce yutkundum,uzun zamandır gördüğüm en güzel rüyaydı. Rüyalar kızı...
Asla yapmayacağım bir hareket olsa da, parmaklarımı dudaklarımda gezdirdiğimi fark ettim bir süre sonra. Sanki ondan bir iz arar gibiydim. Ama böyle şeyler sadece rüyalarda kalırdı,değil mi? Rüyamda ilk kez görmüyordum onu,daha önce de yaşamıştım bunu. Ama ilk kez bu kadar gerçek gelmişti varlığı.
Hayat benimle o kadar güzel alay etmişti ki,vardığım noktaya ben de hayret ediyordum. 'Arkama bakmadan kaçarım' dediğim kıza aşık olmuştum,evet artık bunu kabul ediyordum. Belki çok farklı oluşumuz beni ona itmişti, belki de benim gibi kimseye ihtiyacı olmadan,eyvallah etmeden ayakta kalmasına hayran olmuştum. Bile isteye zarar verdiğim kızın,saçının teline zarar gelmesi ihtimaline delirecek duruma gelmiştim. Günlerdir dinlediğim iki şarkıdan birini açmak için telefonuma uzandım ve gözlerim kapalıyken kulaklıklarımı takarak müziği açtım. Nakarat bölümü beni o kadar anlatıyordu ki,üst üste yutkunarak anılarımıza uzandım. Tuhaf ve acı veren tarafı,birçoğunda iyi bir şey yoktu,onu hem kırmış hem de üzmüştüm.
Gelen vurdu,giden vurdu,ben de vurdum!
Vururken rastlayınca kendime durdum,
Büküldü gökyüzü,ayna oldu zaman,
Ben o gün ilk defa şeffaf bir şey gördüm...Gözlerimi açtım,yaptıklarımdan kaçacağımı sanarak. Saçlarımı derin bir nefes verirken karıştırdım. O an bileğimdeki siyah şeye takıldı bakışlarım. Donmuş gibi bakarken parmaklarımı üzerinde gezdirdim,gerçek olduğuna kendimi ikna etmek ister gibiydim. Bu onun tokasıydı.
Öpüşünde kaybolurken saçlarını sevmek istemiştim. Saçlarını esir alan tokayı yavaşça söküp,bileğime takarken,parmaklarımı saçlarının arasında gezdirerek bu anı tamamen yaşamaya bıraktım kendimi. Yüzünü avuçlayarak gamzelerini severken,hayalime kavuşmuştum.
Sessizce fısıldadığımda sesim titremişti.
"Rüya değildi. Gerçektin..."
Parmaklarım titrerken bileğimi burnuma götürdüm ve saçlarının kokusu doldu ciğerlerime. İstemsizce gülümserken ayağa kalkarak ayağıma dolanan şişeleri itekledim ve odama doğru ilerledim. Kendimi yatağa atarken suratımda duran gülümseme hiç silinmemişti. Bu kez yarım kalan o adımı ben atacaktım,kararlıydım. Ondan vazgeçmeyecektim,önce kendimi affettirecek,sonra da sevgimi sonuna kadar belli edecektim. Derin bir iç çektim. Sonucunun ne olacağını bilmiyordum ama kalbimin ne istediğine emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
Teen Fiction'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...