"İki tür yara vardır." dedi, konuşmasını sonlandıracağı sesinden anlaşılarak.
"Bazıları iyileşir. Bazıları asla iyileşmez. Hangisine sahip olacağını sen seçersin."(Sıradaki Sensin, John Katzenbach)
Bölüm Şarkıları,
Her Neyse - sen gidince (son sahne)
Her Neyse - senden sonra (Berk bu şarkıyı söylediği için her partta olacak ve Her Neyse grubunun solistini Berk gibi düşünün, yazdığım şarkıları o söylüyor gibi.🥰)**
Berk sıkıntıyla arkasına yaslanarak ellerini ensesine attı. Kaç gündür kızı izliyor,onunla konuşmaya çalışıyordu ama sürekli tersleniyordu. Aklındaki iğrenç şeyi de yapmamıştı, intikam da almamıştı. Neden ona böyle davrandığını bir türlü anlayamıyordu. Kızdan olumlu bir tepki alamayınca, günlerdir kullanıcılardan onu bulmaya çalışıyordu ama 10 bin küsur takipçisi varken, nereden bulabilirdi? Yorumlara bakmaya karar verdi,o gün kimlerin yazdığını. Sonuç olarak Aybike onun o gece yayınladığı şarkıyı dinliyordu, yani yayındaydı. Yorum yapıp yapmadığını bilmiyordu ama denemekten zarar gelmezdi,öyle değil mi? Pazar günüydü,iki gündür de görmemişti ve kendini düşüncelerle boğmak yerine araştırmak daha iyi bir fikir gibi gelmişti.Sıradanbiri? Hayır çok basit, herkeste bulunabilen bir isimdi, Aybike'nin anonim olarak böyle bir isim kullanacağını düşünmüyordu.
Benmükemmelim? Kesinlikle değildi,kendisinin sesine laf atmak için yayına girmiş biri,neden onun şarkısını dinlesindi? Ayrıca bu isim tam onun koyacağı bir isimdi, Aybik'lik değildi yani.
Bir an duraksadı. Aybik'lik? Sonra sertçe yutkunurken aramalarına devam etti.
Moonlight? Evet, olabilirdi. Hesabı incelemeye aldı,anlamı ay parçasıydı ama hesaptaki beğeniler falan Aybike'nin beğeneceği cinsten değildi ki? Tekrardan derin bir nefes aldı. O Aybike'yi nereden tanıyordu ki? En sevdiği rengi bilmezdi,hangi yemeği sever, kahveyi nasıl içer,nelerden hoşlanır bilmezdi ki. Bu bilinmezlik yüreğine taş gibi oturdu, sahi o ne biliyordu bu kızın hakkında? Ya da neden öğrenmek istiyordu? Sırf şarkısını dinlediği için mi vazgeçmişti yapacağı şeyden? Kulaklıkta çalan şarkıyı duymasaydı ne yapacaktı? Öpecek miydi? Yakınlaşıp geri mi çekilecekti? Kendi şarkısını Aybike'nin kulaklığında duyduğunda elleri neden titremişti peki? Sinirlenince insanlara ağzının payını çok iyi verdiğini biliyordu mesela. Asla altta kalmadığını, kimseye eyvallahı olmadığını. Bunları çok iyi biliyordu. Onda merak uyandıran da bu değil miydi zaten?
Merak? İnsan onu çeken şeylere,ilgisini çeken şeylere merak duyardı. Sonra sevmeye başlardı. Severdi, çok severdi. Önce hiç bir şey bilmediği için merak ederdi,sonra ezberlerdi, ezberledikçe daha çok severdi. İnsan ezbere bildiğini sevmezdi ki,insan ezberini bozanı severdi. Yormadan, kırmadan, sevdiği alanlara saygı duyarak, bazen ona eşlik ederek, bazen karşısında yürüyerek,bazen söylediklerini hiç dinlemeden, yüzüne dalıp izleyerek,bazen dinlerken haklı değilse bile bunu dile getirip,yine de onu çok sevdiğini söyleyerek.
Bunların hangisinin içine kapılmış gidiyordu peki? Düşüncelerinden kaçıp aramaya devam etti,o insan gibi sevmeyi öğrenmemişti ki. Babasıyla annesinin uçurum gibi bir ilişkileri vardı,hiç birbirlerine aşkla baktıklarını görmemişti Berk. Annesi onu çok severdi evet ama daha en yakınındaki insanın sevildiğini görmeyen bir insan sevgiyi nereden bilebilirdi? Sevgi insanın içinde miydi? Yoksa sonradan öğrenilen bir şey miydi? Sevdikçe eksilir miydi insan? Sevildikçe çoğalır mıydı? Hiç birini bilmiyordu. Gözlerini yeniden bilgisayar ekranına çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
أدب المراهقين'Her şey değişir ama hiç bir şey yok olmaz.' Aybike ve Berk. Birbirlerinden çok uzak,biri yaptıklarından pişman,diğeri yaşadıklarından acılı. Onu içimde öldüreceğim,birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar. (Şeker Portakalı) Her kurgu 2,3 bö...