Bölüm şarkısı Pera-Sensiz Ben.
Güneşi Beklerken'in 23.bölümüne selam olsun :')
İyi okumalar :)
* * * * * *
Kül olayım
Kerem gibi
Yana yana
-Nazım Hikmet
* * * * * *
Gözlerimi karşımda duran biricik kuzenime diktim.
"Beni özlediğini biliyordum." Dedi yapmacık bir gülümsemeyle.
"Ya ne demezsin."
Kendimi koltuğa atıp iyice yayıldım. Bakışlarımı tekrar Buğra'ya çevirdiğimde yeşil ışık yandı.
"Laan eve nasıl girdin sen?"
"İlk paspasın altına baktım. Neyse ki o kadar salak değilmişsin. Sonra da apartman görevlisine yedek anahtar var mı diye sordum ve bingo. Sandığın gibi havalı yollara başvurmadım yani."
Gözlerimi devirmekle yetindim.
"Okulun ilk günü nasıldı bakalım?"
Yüzümü buruşturdum. Cidden okul mu konuşacaktık. Hem de bizim gibi muhteşem bir ikili.
"Tamam tamam. Ben yokken neler yaptın?"
"7/24 parti."
"Bence kendi sonsuz depresyonunda, bu pis evin içinde boğuldun."
"İşte senden beklediğim cevap."
Bir süre ikimizde konuşmadık. Sonra sessizliği bozan o oldu.
"Koltukta mı yatakta mı yatacaksın?"
"Demek kalıyorsun. Koltuk olsun bu sefer."
"Tamam. Ben senin şu pis çarşaflarını değiştireyim."
"Bana pis demeyi kes."
"Gideli haftalar oldu hala burası teke gibi kokuyor lan. Tabii pissin."
"Sana gel diyen olmadı. Hem senin okulun yok mu? Gitsene oraya."
"Kes."
Arkasını dönüp odama doğru gitti. Ben de televizyonu açtım. Biraz oyalanıp bir şeyler atıştırdım. Sonra Buğra da geldi pek konuşmadan televizyon izlemeye devam ettik. İkimizde sıkılıyorduk ama yaptığımız şeyi de bozmuyorduk. Sonunda pes etti ve ayağa kalktı.
"Ben yatıyorum."
"Tamam." Dedim istifimi bozmadan.
Odaya doğru yürürken bir anda durdu ve kafasını bana doğru çevirdi.
"Teşekkür ederim. Burada kalmama izin verdiğin için."
"Her zaman."
Yüzümü belli belirsiz bir gülümseme kapladı. Onun anlayamayacağı ama benim hissedeceğim bir gülümseme. O da minnettar bir şekilde gülümsedi ve yürümeye devam etti. O an Başak'ı affettiğim gibi onu da affettiğimi anlamıştım. O gelene kadar bunu bilmiyordum ama gelip yalnız olmadığımı hissettirdiğinde onu affettiğimi fark etmiştim. Hayat geçmişe takılmak için çok kısa. Geçmişte yaşadıkça şuanı kaybediyoruz. Şuan yaşamamız gereken an. Geçmişte takılı kaldıkça onun değerini göremiyor ve onu yitiriyoruz. Oysa ki tek önemli olan o. Ne geçmiş ne gelecek. Şuanı kaybedersek geleceğinde bir anlamı olmaz ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
FanfictionZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...