Herkese merhaba:)
Multimedia Ellie Goulding-I Know You Care. Gif ise Zeyker temsili :D
Saat gecenin üçü. Biliyorum değişik bir şekilde satır araları fazla oluyor (benim normal yapmama rağmen) ama şuan düzeltemeyecek kadar uykum var :D O yüzden sabaha.
Uzuuun bir ara verdiğimiz için normalde yazdığımın iki katı uzunlukta bir bölümle karşınızdayım.
İyi okumalar :)
Bu sabah erkenden uyanıp kahvaltı etmiştim ve şimdi hazırlanmış bir şekilde koltukta oturup bekliyordum. İçimden bunu yaptığım için kendime kızsam da yapacak bir şey yoktu. Bu durumu düşünmemeyi tercih ediyordum.
Boş boş otururken ondan mesaj sesini duymamla telefonu elime aldım.
-Ben kapıdayım.
-Ne hoş.
-Zeyneeep. Gel işte."Anne ben çıkıyorum." Diye bağırdım.
"Tamaaaam."
Biraz kapının önünde oyalandım. Mutfağa gittim, su içtim. Öyle hemen gitmek olmaz. Hazır beklediğimi düşünmesin. Çünkü hiçte hazır beklemiyorum onu(!)Arabanın kapısını açıp ona döndüm.
"Selam."
"Selam."
"Bugün ne yapıyoruz?"
"Seni özel biriyle tanıştıracağım."Tek kaşımı soru sorarcasına kaldırdım.
"Nasıl biri acaba?"
"Görürsün."Sıkkınlıkla bir nefes verdim.
"Peki bu özel kişi nerede?"
"Philadelphia."
"Ne?!"
"Abartma Zeynep. Bir buçuk saatlik yol."
"Öyle mi?"
"Seni San Francisco'ya falan götürdüğüm yok."
"2 aydır buradayım. Navigasyonluk bekleme benden."Yüzüme bakıp güldü.
Yolculuğumuz birbirimize attığımız kaçamak bakışlar eşliğinde geçiyordu. Bu sıkıcıydı. Gerçekten. Sıkıntıyla bir nefes verdim.
"Radyoyu açmamı ister misin?"
"Tamam."Arabanın içini piyano sesi doldurduğunda gözlerimi kapatıp koltukta biraz daha yayıldım.
Please don't close your eyes
Lütfen kapama gözlerini
Don't know where to look without them
Onlar olmadan nereye bakacağımı bilmiyorum
Outside the cars speed by
Dışarıda arabalar vızır vızır geçiyorSözleri duyduğumda gözlerimi hemen açtım. Bir anda duyunca bir garip olmuştum. Ben gözlerimi kapatmıştım ve yolda arabalar etrafımızdan geçip gidiyordu.
I know you care
Biliyorum, bana değer veriyorsun
I know it is always been there
Biliyorum, o duygu hep içinde bir yerde
But there is trouble ahead I can feel it
Ama önümüzde zorluklar var, bunu hissedebiliyorum.
You were just saving yourself when you hide it
Sen sadece kendini koruyorsun bunu sakladığında.Bu sözleri duyduğumda Kerem'in bakışlarını üzerimde hissettim. Kafamı çevirip gözlerinin içine baktım. Şu dizilerde sessizce birbirlerine bakarlar ya böyle anlamlı anlamlı. Aynen öyle olmuştu. Hafifçe gülümseyip önüne döndü.
Yeah I know you care
Biliyorum, bana değer veriyorsun.
I see it in the way you stare
Bunu bakışlarından anlayabiliyorum.Kerem'in hafifçe güldüğünü duydum. Ne yani bana mesaj mı veriyordu? Bu kişi ben miydim? Kerem'e döndüğümde bilmiş bir şekilde yüzüme bakıyordu.
"Sence de arabada dinlediğimiz şarkılarının çoğunun bizi anlatması tesadüf mü?"
"Bu şarkı bizi anlatmıyor bir kere."
"Dünü düşün sonra konuş derim."
"Ben senin ağzına neden koz verdiysem?! Hayır yani yılın aptallığımı yaptığım için kendime ödül falan vereceğim."
"Bence çok tatlıydı."
![](https://img.wattpad.com/cover/13703178-288-k172154.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
أدب الهواةZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...