Benim Babam

3.4K 123 13
                                    

Hepinize iyi okumalar:)

Bölüm şarkısı Plumb-Cut. Böyle hüzünlü bölümlerin en klasik şarkısı ama en güzeli, en özeli de.

İnsanın her zaman yanında birinin olacağını bilmesinin nasıl bir his olduğunu merak ederdim. Hep mutlu mu oluyorlardı ya da huzurlu? Bazı zamanlar hiç bu hissi tadamayacağımı düşünmüştüm. Bazen de benim böyle bir şeyi haketmediğimi. Ama oluyormuş. İnsan böyle hissedebiliyormuş. Bana bir şey olursa o benim elimi tutar, o bana yardım eder, ben ona güvenebilirim. Koşulsuz şartsız her zaman yanımda olur. Ben ağlarken kollarıyla sarıp avutur, berbat hissettiğimde beni mutlu etmeye çalışır. Bunların hepsi oluyormuş ve siz asla yarı yolda kalmayacağınıza emin olabiliyorsunuz. Sizi asla bırakmayacağına, denizi izlerken elinizi tutacağına güveniyorsunuz...

"Baba..."

"Pardon?"

"Baba. Gerçekten sensin."

"Ne diyorsun?" diye araya girdi Kerem.

"Biriyle karıştırdınız heralde."

"Be..benim Ze..Zeynep." derken kekelememe engel olamamıştım.

"Zeynep?" dedi şaşkın bir şekilde yüzüme bakarken.

"Sıra bize geldi." dedi Kerem uzun bakışmamızı bölerken.

"Aa şey ben."

"Siz konuşun isterseniz. Ben alırım."

Minnetle ona baktım. Babam gerçekten buradaydı, karşımdaydı. Yıllar sonra tekrar onu görmüştüm ve o ben söyleyene kadar beni tanımamıştı bile.

Boğazını sertçe temizledikten sonra bana döndü. "Şey ee kızım bekliyor. Bunu satın alıp aşağıya inmem gerek ama sen de benimle gel. Arabada konuşabiliriz."

"Kızın mı?"

"Ben her şeyi anlatacağım ama önce şu işi halletmeliyim." dedi elindeki çocuk kıyafetlerini sallarken.

Kafamı onaylarcasına salladım. Şimdi bir kardeşim mi vardı? Birazdan onunla mı tanışacaktım? Acilen bir yere oturmam gerek.

"Zeynep."

Kerem ancak konuştuğunda yanımda durduğunu farkedebildim.

"İyi misin? Solgun görünüyorsun."

"Bilmiyorum. Yani bu...çok garip."

"Eğer onunla konuşmak istemiyorsan seni hemen buradan götürebilirim ve bir daha onu görmezsin."

Kafamı yerden kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerimi gözlerine odakladım.

"Konuşmak istiyorum yani sanırım ama eğer şuan bunu yapmazsam hep içimde kalacak. O yüzden ne kadar kötü olursa olsun bunu yapmam gerek."

"Peki."

Kasadaki işini bitiren babam bize doğru yaklaştı.

"Hadi gelin." dedi ve önden yürümeye başladı. Bizde onu takip ettik.

Hızlı sayılabilecek bir şekilde alışveriş merkezinden çıktıktan sonra ana girişin önündeki siyah jeep'e gittik. Babam bagaja poşetleri koyduktan sonra arka kapıyı açtı. Arabaya çok yaklaşmadan onu izliyordum. Arabanın içine doğru eğilip bir şey yaptı. Ne yaptığını anlayamıyordum. Geri çekildiğinde kucağında uzun, sarı saçları iki yandan toplanmış, mavi elbiseli bir kız vardı. En fazla 4 yaşında olabilirdi. Arabayı kilitledikten sonra bana doğru döndü.

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin