Bölüm şarkısı Kelly Clarkson-Behind These Hazel Eyes.
İyi okumalar :)
"Ne işin var senin burada?"
Koltukta oturmuş Buğra ile karşılıklı kahve içerken Kerem'in merdivenlerden gelen sesine döndük. Bize doğru yaklaştıkça gözlerindeki alevler beni koltuğa sindirdi.
"Bir günaydın demeyecek misin kuzen?"
"Siktirtme günaydınını."
"Öhöhhö." diye araya girdim.
"Aa Kerem kız arkadaşının yanında neden öyle kelimeler kullanıyorsun?" dedi dudaklarını büzerek konuşurken.
“Ne işin var burada dedim.”
“Tatile geldim.”
“İyi git başka bir yerde yap tatilini.”
“Ama ben burada kalmak istiyorum.”
Çünkü ben öyle istiyorumlar da genetik sanırım.
“Kalamazsın.” Dedi. Dişlerini sıkarak konuşuyordu.
“Kalıyorum.” dedi Buğra yerinden kalkarken. Endişeyle Kerem’e baktım.
“Hah. Sen mi bana dikleniyorsun?! Siktir git oğlum ya.”
“Korkma Kerem kız arkadaşının önünde dövmem seni.”
“Hadi git oğlum burnunu beynini dağıtmadan önce. Bak arkadaşların parkta bekliyor seni.”
“Eşyalarımı odama yerleştirdikten sonra giderim yanlarına.”
“Burada kalmıyorsun dedim sana.”
“Ben de kalıyorum dedim.”
“Buğraa.” Diyerek üstüne yürüdü Kerem. Hemen ayağa kalktım. Kerem bana bir bakış attı. Sonra tekrar ona döndü.
“Dua et Zeynep burada yoksa ben sana yapacağımı bilirdim.”
“Sanki Zeynep burada olmasa bir şey yapabileceksin de.”
“Beni sınama.”
“Korkma Kerem seni sevgilinin önünde rezil etmem. Bir tanesinin yanında ettim zaten. İkinciye gerek yok. Hem daha birincinin kuyruk acısı bile geçmedi anlaşılan.”
Buğra’nın yüzüne inen yumrukla beraber ufak bir çığlık attım. Bunu beklemediğimden boş bulunmuştum bir anda.
![](https://img.wattpad.com/cover/13703178-288-k172154.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
FanfictionZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...