Esas Kız

4.4K 132 12
                                    

İyi okumalar:)

"Sabah sabah bu korna sesi ne yaaa?!"

Yanımdaki yastığı kaldırıp kulağıma bastırdım.

'Dııııııtttt dıııııtttttt!'

"OFFFFF!" 

Yastığı fırlatıp pikeyi de tekmeleyerek yataktan kalktım.

"Saat sabahın sekizi ya. İnsaf arkadaşım. Telefon diye bir şey icat edilmiş. Niye sen bir saat korna çalıyorsun?!" diye söylene söylene merdivenlerden indim.

Kapıyı açıp dışarı yürüdüm.

"Ne yapıyorsunuz ya sabah sa- KEREM!"
"Günaydın güzelim."
"Gü..günaydın."
"Kırk saattir uyan diye korna çalıyorum burada. Sonunda kalktın. Valla biri çıkıp bağıracak diye korkuyordum ama 'esas kız' çıktı şansıma."

Alık alık yüzüne bakıyordum. Güldü ve "5 dakikan var. Bekliyorum." dedi. 

"Tamam."

Koştura koştura yukarı çıktım. Hemen dolabı açıp dar kot, siyah v yaka t-shirt ve kırmızı converselerimi giydim. Siyah boyundan asmalı çantamı takıp saçlarımı açık bıraktım. Yine koşa koşa aşağı indim ve Gece'ye dışarıda olduğumu yazan bir not bıraktım.

"8 dakika oldu ama neyse."
"Kereem."
"Tamam tamam hadi bin."

Arabaya binince Kerem "Dersin kaçta?" dedi.
"9:30 da."
"Benimki de 9:15. Saat kaç?"
"8:25."
"Hıımm. Yakınlarda bir yerlerde kahvaltı yapalım o zaman."
"Tamam. Sahile gidelim. Oralardaki kafelerden birine otururuz."
"Anlaştık."

Kerem araba kullanırken göz ucuyla ara ara ona baktım. Hala onun benim sevgilim olduğuna inanamıyordum. Gece'ye dün akşam anlatırken bile hala şoktaydım. Onun elini tutmak, ona sevgilim demek, sarılmak, öpmek... Bunların hepsi çok yabancı geliyordu. Sanki hala ben ona platonikmişim gibiydi. Ona seni seviyorum demek bile çok uzak geliyordu bana.

Kerem'in kapımı açmasıyla geldiğimizi anladım.

"Ne düşünüyorsun öyle? Geldiğimizi bile fark etmedin."
"Hiç dalmışım öyle."
"Burayı seçtim ama istediğin başka bir yer var mı?"
"Yok bana uyar."

Cam kenarındaki masaya oturduk. Siparişlerimizi beklerken ikimiz de pek konuşmadık. Sessizliğimiz sürerken siyah dağınık saçlı, uzun boylu, hatırı sayılır bir yakışıklılığı olan ve salaş bir şekilde giyinmiş biri bize doğru geldi.

"Oo Kerem. Abi naber ya?"
"İyidir senden?"
"İyi valla. Özlettin kendini. Bu aralar hiç bizimle takılmıyorsun."
"Vaktim olmuyor pek oğlum ya."

Ben onları izlerken garson kahvaltılıkları masaya yerleştirdi. Bu sırada adını hala öğrenemediğim çocuk bana doğru döndü. Sonra da Kerem'e baktı.

"Aa şey Zeynep." dedi eliyle beni işaret ederek Kerem.

Sadece Zeynep ha? Tamam öyle olsun.

"Bende Çağatay. Memnun oldum Zeynep." dedi elimi sıkarken.

"Ben de."

"Kerem bak seni görünce aklıma geldi. Bu akşam dışarı çıkıyoruz. Her zamanki yerde. Herkes geliyor valla. Hatta Kerem'i arasak ya falan diyorlardı. Özellikle Burcu çok istiyor gelmeni."
"Bakarız ya."
"Valla bakarız falan yok. Geliyorsun. Burcu'ya haber vereyim bende. Çok özlemiş seni. Kerem de Kerem deyip duruyordu. Hem sen de seversin onu. Az takılmadınız."

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin