Hepinize iyi okumalar:)
Bölüm şarkısı The Script- I'm yours. Mobilden yazdığım için sonradan ekleyeceğim.
Kerem tüm söyledikleri karşısında şoka girmemek elde değildi. Sanki aylardır beklediğim şeyleri değilde havadan sudan konuşuyormuş gibi geliyordu. Gerçek olduğuna bir türlü inanamıyordum. Beni bırakma dedi resmen bana. Kerem Sayer dedi bunu. Beni kaybetmekten korktuğunu söyledi. Onun bu güzel sözleri karşısında sanki beynim uyuşmuştu. Hiçbir yerimi hissedemiyordum adeta. Gözlerime biriken yaşları akıtıp zorda olsa konuşabildim. Verdiği cevabı bile zar zor duyabilmiştim. Cümlesi bittiğinde sonunda kendimi sıkmayı bırakıp boynuma atladım ve söyleyebildiğim tek şey "Aklımdan bile geçirmedim." oldu.
Kerem'in kollarının arasından ayrıldığımda ağlamamak için zor duruyordum. Resmen sulugözdüm ama bu anı o kadar çok beklemiştim ki ağlamamak elde değildi bence. Hem insan bazen mutluluktan da ağlar.
"Eee şey sahile gidelim mi?"
"O..olur. Ben eşyalarımı alıp geliyorum."
"Tamam."
O itiraflarından dolayı, ben de yaşadığım küçük çaplı şoktan dolayı tutuk tutuk konuşuyorduk.
Koşa koşa içeri girdim. Gece'den ceketimi ve çantamı isterken herkese veda ettim. Batuhan'ın yüzüne bakamıyordum tabi. Kerem bütün gece onunla sevgili olduğumu yüzüne yüzüne vurmuştu. Eminim onun için çok zor bir şeydi bu. Yani biz arkadaş olmaya karar vermiştik ama hala beni sevdiği belli oluyordu. Onu üzmemek için nazik ve de yakın davranıyordum. Umarım çok üzülmemiştir.
Cafeden çıktığımda Kerem kapıda arabayla bekliyordu. Kendimi arabanın içine atıp rahat bir nefes aldım. Suçluluk duyuyordum Batuhan yüzünden. Evet onun yaptıkları çok kötüydü ama ben çabuk affeden biriydim ve de eğer değer verdiğim bir kişiyse hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyordum.
"Nereye gidiyoruz?"
"Sahile dedim ya."
"Ama hangisine?"
"Görürsün."
Yüzüme kaçamak bir bakış attıktan sonra önüne döndü. Sonra da radyoyu açtı.
"Sıradaki şarkımız İstanbul'dan Zeynep Yılmaz'a geliyor." dedikten sonra rastgele bir radyoyu seçti. Hafifçe kıkırdarken müzik arabayı doldurdu.
You touch these tired eyes of mine
Bu yorgun gözlerime dokunuyorsun
And map my face out line by line
Ve çizgi çizgi yüzümün haritasını çıkarıyorsun
And somehow growing old feels fine
Ve bir şekilde iyi hissetme büyüyor
I listen close for I'm not smart
İyi dinliyorum çünkü zeki değilim
You wrap your thoughts in works of art
Düşüncelerini sanat çalışmalarıyla sarıyorsun
And they're hanging on the walls of my heart
Ve onlar kalbimin duvarlarında asılı duruyor
Şarkı içimi huzurla doldururken gözlerimi kapatıp gülümsedim.
"Güzel bir şarkı yollamışsınız bana Kerem Sayer."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
FanfictionZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...