Multimedia'da bölümden Zeyker var. Koymaya çalıştım. Yanlışlıkla başka bir fotoda koymuş olabilirim :S Umarım olmuştur :D Olmadı sonra başka bir foto koyarım.
Bölüm şarkısına bir türlü karar veremedim. İstediğiniz bir şarkıyı seçin :D
İyi okumalar :)
Gözlerimi güçlükle araladığımda hala Kerem'in göğsünde yattığımı farkettim. Ellerimiz iç içe geçmiş bir şekilde uyumuşuz. Ellerinin içinde minicik kalan ellerime bakıp gülümsedim. Tekrar biraz daha sokuldum ona. Günler sonra hasta olmama rağmen ilk defa bu kadar iyi hissediyordum. O kadar uzun zamandır bunun hayalini kuruyordum ki. Şimdi gerçek olduğundan mıdır bilinmez yüzümde kocaman bir gülümsemeyle kıpırdamadan duruyordum. Kokusunu içime çekip gözlerimi kapattım. Huzur. Tek aklıma gelen kelime buydu.
Ne kadar el ele kalmak istesem de elimi çektim ellerinin arasından. Boşta kalan elimi yanağına yerleştirip parmaklarımı nazikçe yeni çıkmaya başlayan sakallarının arasında gezdirdim. Dudağının kenarını baş parmağımla okşarken yüzümdeki gülümsemeyle ona bakıyordum. O kadar güzeldi ki onu uyurken izlemek. O sert, soğuk adam gidip yerini kalkanlarını indirmiş, savunmasız, huzurlu bir adam almış. Ne kadar süre o şekilde onu izlediğimi bende bilmiyorum. O süre boyunca elim yüzünde çıktığı keşfi bir türlü bitiremiyordu. Sonunda Kerem homurdandığında elimi hızla yüzünden çektim.
Gözleri kapalıydı ama yüzüne bir gülümseme hakimdi. Rahat bir nefes aldım. Bana kızdığını sanmıştım. Elleriyle gözlerini avuşturduktan sonra yavaşça gözlerini açtı.
Boğuk sesiyle "Daha ne kadar beni izlemeyi düşünüyordun?" dedi.
Benim onu izlediğimin farkında mıydı yani?! Adamın suratında elini o kadar gezdirirsen olacağı buydu yani Zeynep Hanım. Hayır yüzündeki o kadar hareketi farkedip uyanmayacağını nasıl düşündün?
Yanaklarıma hücum eden sıcaklıkla kafamı eğdim.
"Farketmemişim. Pardon."
Hafifçe güldü.
"Seni utandırmayı seviyorum."
Alt dudağımı kemirmeye başladım. En azından birimizin amacına ulaşması güzeldi tabi.
Utandığımı farketmiş olacak ki daha iyi hissedebileyim diye kafama bir öpücük bıraktı. Sesli bir şekilde iç çekmemek için kendimi zor tuttum.
"Nasılsın bakalım?"
"Bilmiyorum. Yani her uyandığımda ağrım olur. O yüzden biraz zaman geçmesi gerek."
"Tamam."
"Ben elimi yüzümü yıkayacağım. Sonrada giyinirim."
"Sen gir banyoya. Sonra ben girerim."
"Tamam."
Yavaşça yataktan kalktım. Ağır adımlarla banyoya giderken yutkunduğumda acıyan boğazımı takmamaya çalıştım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri döndüm. Kerem hala yatakta yatıyordu. Geldiğimi görünce ayaklandı ve odadan çıktı. Kapıyı arkasından kapatıp giyinmeye başladım. Her yerim ağrıdığı için biraz ağırdan alıyordum. Zaten öyle hızlı hızlı giyinecek halim de yoktu. Üstümü giymek üzereyken bir anda kapı açılınca minik bir çığlık attım.
"Zeynep tava nere-"
Gözlerimi kocaman açmış Kerem'e bakarken o pek oralı değildi. Çünkü kendisi boynumdan başlayarak göbeğime kadar olan bölgeyi baştan aşağıya süzüyordu. Tabi gözünün en çok nerede takıldığını söylememe gerek yok sanırım. Onun şoku başka bir şekilde reaksiyon veriyordu tabi. Eh aynı manzarayı ben yaşasam bende dikizlerim heralde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
FanfictionZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...