Zeynep... (Part 1)

4K 132 3
                                    

Son bölümü beğenmediğim için hemencecik yeni bölümü yazayım dedim.
İyi okumalar:)

Alo Kerem
Evet yine ben. Belki de sana 10 tane sesli mesaj bıraktım ama hiçbirine dönmedin. Gerçekten seni merak ediyorum. Benimle konuşmak istemiyorsan da Burak'ı falan ara lütfen. Telefonun sürekli kapalı. Eğer benden kaçıyorsan yani bu yüzden ortada yoksan etrafında olmam, söylediğim her şeyi unuturuz. Sende geri gelirsin ama aç şu telefonunu artık. Aklıma bir sürü senaryo geliyor. İnan çoğunu duymak istemezsin. 5 gün oldu. 5 koca gün. Evimden gittiğinden beri 5 gün oldu. Yarın 6 ve ben artık dayanamıyorum cidden. Lütfen en azından birimize ulaş, haber ver.

Sıkıntıyla nefesimi verip telefonu kapattım. 3. günden itibaren günde 3-4 tane mesaj bırakmıştım. 3 gün sabredebilmemi herkes alkışlamalı bence. O günden beri Kerem ne okula geldi ne de telefonlarımıza -evet herkese Kerem'i aratıyorum- cevap verdi. 2. günde de telefonu kapandı zaten. Sanırım omuzlarına bıraktığım yük fazla gelmişti ona. Bilmiyorum. 5 gündür beynim düşünmekten çatlayacak sanki. Tek yaptığım düşünmek. Beraber geçirdiğimiz her anı teker teker kafamda tartıyorum. Onun bakışlarını, cümlelerini düşünüyorum. Bir şey bulurum diye.
Belki o da düşünmek istemediği şeylerden böyle kaçıyordu. Şuan bir yerde arkadaşlarıyla oturuyor olabilir. Yanında kızlar, müzik. Belki de çoktan unutmuştur beni. Düşünmemiş bile olabilir. Bu saçma dramadan kurtulmak için tatile gitmiş bile olabilir. Benim bu salak mesajlarımdan ve yapışkanlığımdan kaçmak istemiştir belki de. Kim bilir...

"Zeyneeep ben geldiim."
"Hoşgeldin canım."
"Sana da bir şeyler aldım."

Elindeki paketlerle salona koşar adımlarla daldı Gece. Elindeki 10 poşetten benimkini aradı bir süre. Sonunda bulduğunda gülümsedi ve poşetten bir elbise çıkardı. Krem renk kısa kollu bir elbiseydi. Bel kısmına doğru darlaşıyor sonra da bollaşıyordu. Elbisenin arkasını çevirdiğinde sırt dekoltesi olduğunu fark ettim. Öyle derin değildi ama. Gülümsedim.

"Teşekkür ederim de sen bana böyle beğeneceğim şeyler almazdın hayırdır?"
"İstediğim elbiseleri alsam nasıl olsa giymeyeceksin. Bende paramı heba etmek istemedim. Tabi bu seferlik." dedi ve göz kırptı.

"Ee yeni bir haber var mı?" derken koltuğa yanıma oturmuştu bile.
"Hayır. Yine mesaj bıraktım."
"Eninde sonunda ortaya çıkacak. Bozma moralini."
"Gece benden kaçtığı konusunda hemfikir miyiz?"
"Yani bilemiyorum tam. Sonuç olarak ailevi bir sorunu da olabilir."

Ona 'hadi ama' bakışımı attım.

"Diyelim öyle. Eee sonra?"
"İşte benden kaçıyor. Bıktı benden. Ona o kadar yapıştım ki. Şuan oh be uzaklaştım şundan ne güzel kafa dinliyorum diyordur belki. O eğlenceden öbürüne koşuyordur."
"Off saçmalama Zeynep. Aptal aptal teoriler üretiyorsun."
"Ama öyle. Senin teorin ne peki bayan çok bilmiş?"
"Bence sadece kafasını toplamak için yok oldu. Birkaç güne gelip sana aşık olduğunu söyleyecek."

Dalga geçercesine bir kahkaha attım.

"Bana aptal aptal teoriler üretme diyene bak. Hiç güleceğim yoktu."

Gözlerini devirdi.

"Gül sen gül. Gelip Zeynep ben sana aşığım diye bağırınca görürsün sen."
"Ahahah bir de bağıracak. Kerem. Kerem Sayer. Resmen güldürdün."
"Ay salak şey. Gülmesene be. Senin iyiliğin için dedik herhalde. Aman çürü burada ben gidiyorum odama." dedi ve bir hışım paketlerini toplayıp merdivenlere doğru yürümeye başladı. Tabii giderken bana aldığı elbiseyi üstüme atmayı ihmal etmedi.

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin