Multimedia'daki resimlerdeki göl, sandal kısmı hikayede yoktur:D
Bu bölüm Edanur'a gidiyor. Kendisi birkaç hafta önce istemişti. Benim unutkanlığıma geldi:D Umarım beğenirsin :)
İyi okumalar:)
Havaalanından çıkar çıkmaz derin bir nefes alıp etrafıma göz gezdirdim. Ah New York. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Bir taksiye atlayıp -saat sabah 5 olunca New York'ta taksi bulmak kolaymış meğer- buraya geldiğimde kaldığım otele gittim. Odama girdikten sonra ne kadar uykum olmasa da yatağa girdim. Yarın uzun ve yorucu bir gün olacaktı.
* * * * * * * * *
Kahvaltı edip çıkış işlemlerimi de hallettikten sonra hazırdım. Vakit kaybetmeden tren istasyonuna gittim. Gece'den Zeynep'in New Jersey'de oturduğunu öğrenmiştim. Biletimi alıp trene bindikten sonra telefonumu çıkartıp Gece'yi aradım. Neyse ki dün toparlanırken Amerika'da kullandığım sim kartını getirmeyi akıl etmiştim. Biraz çaldıktan sonra Gece telefonu açtı.
"Alo."
"Gece hemen Zeynep'in şuan nerede olduğunu öğreniyorsun."
"Sana da merhaba. İyiyim. Sorduğun için teşekkürler."
"Tamam. Özür dilerim. Şimdi Zeynep'in nerede olduğunu öğren."
"Ne? Bilip ne yapacaksın Kerem. Git erkenden yat. Bir kendine gel."
"Yatmak için çok erken."
"Saat gece 10. O kadar erken değil. Kafanı toplarsın işte."
"Yoo daha 3."
"Ne demek 3?!"
"Ben Amerikadayım."
"NE?!?!"
"Bağırma. Kulağım acıdı." Dedim gülerek.
"Nasıl Amerikadasın? Daha geçen gün gördüm seni. Aaa o yüzden uygulamadan aradın. Ne oluyor? Çabuk anlat."
"Zeynep'i geri kazanmaya geldim. Şimdi de onun yanına gidiyorum."
"Ayyy Kereeem. İnanmıyorum. Bu çok güzel. İyi yapıyorsun."
"Ahahaha. Şimdi Zeynep'i arıyorsun ve nerede olduğunu öğrenip bana mesaj atıyorsun okay?"
"Tamam tamam. Hala inanamıyorum."
"Kapatıyorum."
"Görüşürüz."
"Bye."
Bir süre etrafa baktım insanlara, yollara. Sonra aklıma ailem geldi. Acaba annemlere de uğrasam mı? Uzun zamandır görmedim onları. Philadelphia New Jersey'e çok uzak değil ne de olsa. Belki de görüşmemek en iyisi. Son görüşmemizde pek iyi ayrılmamıştık ne de olsa. En azından babamla.
3 saat sonra trenden indiğimde bavulumu da alıp bir taksi çevirdim. Gece'den gelen mesajı açıp adresi taksiciye söyledim. Neyse ki Gece tren süresini akıl edip ona göre Zeynep'i aramıştı.Taksi yavaş yavaş giderken özlediğim yerlere baktım. Çocukluğumun bir kısmı, gençliğim buralarda geçmişti. Şimdi başka biri olarak farklı bir macera için buralara geri gelmek garip hissettiriyordu. Her şey o kadar değişti ki. Ne ben aynı insandım ne de burası. Özlemi içimde bir yerlerde hissediyordum. Anılar teker teker beynimin içine doldu. Evden kaçıp buraya gelmelerimiz, annemlerden zar zor izin alıp New York'a gitmelerimiz. Güzel yıllardı. Şimdi de sıra yeni, güzel anılar eklemede.
Ben böyle düşüncelere dalmışken taksi Zeynep'in olduğu cafenin önünde durdu. Parasını verdikten sonra bavulumu aldım ve cafenin kapısının önünde durdum. Her yeri camla kaplı bir yerdi. Şöyle bir etrafa göz gezdirdim. Sonunda onu gördüm. Köşedeki masaya oturmuştu. Yumuşak olduğu her halinden belli olan koltuğa iyice yayılmış bir eliyle saçıyla oynarken diğer eliyle okuduğu kitabı tutuyordu. Önündeki kahvesinden bir yudum aldı ve kıvırcık bir saç tutamıyla oynamaya devam etti. Gözlerimi ondan çektiğimde nefesimi tuttuğumu fark ettim. Onu. Çok. Özlemiştim. Aslında şimdi ne kadar çok özlediğimi anlıyordum. Neredeyse karşımda duruyordu ama bana ne kadar uzak olduğu düşüncesi bile içimi ürpertmeye yetiyordu. Çok zor olacaktı her şey. Yanına gittiğimde ne kadar boynuma atlamasını istesem de atlamayacaktı. Hatta elindeki kahveyi üstüme dökebilirdi bile. Ellerimin terlemeye başladığını hissettim. Evet Zeynep'in tepkisinden korkuyordum. Hem de heyecanlıydım. Kalbim her an bağımsızlığını ilan edip vücudumdan fırlayacakmış gibi çarpıyordu. Derin bir nefes aldım. Yapabilirim, her şeyi düzeltebilirim. Bizi tekrar biz yapabilirim. Evet. Her şey çok güzel olacak. Yani sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
Hayran KurguZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...